Zarar eden çiftçi köylere de küsüyor: Üretimde alarm zilleri

Ülkede tarımsal üretim giderek azalıyor. Tarımsal kriz karşısında TMMOB ZMO İstanbul Şube Başkanı Kapıkıran “Çözüm yerli üreticiyi destekleyen kamucu politikalar” derken üreticiler “Köyden gitmemek içi acil destek bekliyoruz” diyor.

Her bölgesinde ayrı mahsul yetiştirilen Türkiye’de tarımsal üretim giderek azalıyor. Ekonomik krizin etkisiyle artan maliyetler, yükselen girdi fiyatları, yetersiz kamusal destek çiftçi ve üreticileri günden güne tarımdan koparıyor. Son yıllarda giderek azalan tarımsal üretimin, zirai don ve kuralık gibi afetler sonucu bu yıl daha da düşmesi öngörülüyor. Kazanç elde edemeyen üreticiler ise zarar etmemek için üretimden uzaklaşıyor. Üretimden kopuşun tüketiciye yansıması ise yükselen gıda fiyatları ve ürünlere ardı ardına gelen zamlar oluyor. Bu yıkıcı tablo içerisinde tarımsal üretimi artırmak ve çiftçiyi tarlaya geri döndürmek için yapılacakları tartışmak önem taşıyor.

TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası İstanbul Şube Başkanı Murat Kapıkıran, tarımsal üretimdeki düşüşün sebepleri ve yeniden artırılması için neler yapılabileceğine ilişkin BirGün’e değerlendirmelerde bulundu. Tarımsal üretimdeki düşüşün yalnızca çiftçiler için sorun teşkil etmeyip aynı zamanda ciddi bir gıda güvenliği tehlikesi oluşturduğuna değinen Kapıkıran, şunları söyledi:

“Tarımsal üretimdeki azalma tek başına bu sene yaşanan zirai don ile açıklanamaz. Bugün gelinen nokta, yıllardır iklim değişikliği karşısında karbon salınımına ilişkin önlem almayan, yeni iklimsel koşullara göre bir su varlığı düzenlemesinde bulunmayan, bu doğrultuda çiftçi eğitimleri düzenlemeyen politikaların kaçınılmaz bir sonucu. Elbette bu da politik bir tercih. İklim değişikliğinin doğurabileceği sıkıntıları öngörerek olası bir kriz anında kullanılmak üzere yaratılmış bir fon olsaydı üreticiyi de tüketiciyi de gıda gibi stratejik önemi olan bir alanda korumak mümkün olurdu. Hükümet, böyle bir kamu fonu oluşturmak yerine bu işi piyasa aktörlerine bıraktı. Bu aktörler de, örneğin, yaşanan zirai donun ardında daha hasat sezonu dahi gelmeden, düşük rekolte beklentileri nedeniyle fiyatları artırmaya başladılar. Bu çiftçiyi olumsuz olarak etkilediği gibi raf fiyatlarını da artırdı. Bunu engelleyecek ve denetleyecek mekanizmalar da olmadığı için bütün bu tabloya herhangi bir müdahalede bulunulamadı. Raf fiyatlarındaki bu denli artış da geliri gerekli miktarda tarım ürünleri ve gıdaya erişi için yeterli olmayan yurttaşı yetersiz beslenmeye, merdiven altı üretilen sağlıksız gıdaya yönlendiriyor. Bu da çok ciddi gıda güvenliği sorunu yaratıyor.

YETERSİZ DESTEKLEME KREDİYLE TAMAMLANDI

Özellikle 2006 yılında yürürlüğe giren Tarım Yasası ile birlikte GSMH’nın %1’inden az olmaması gereken destekleme tutarı %0,5’in altında gerçekleşti. Yasa gereği olmasına karşın ödenmeyen desteklemeden doğan çiftçilerin finansal açığı krediye yönlendirilerek kapatılmak istendi. BDDK verilerine göre 2006 dan bu güne kadar verilmeyen destekleme tutarı kadar kredi kullanmış durumdadır. Bu tutar yaklaşık 1 trilyon TL’dir. Şimdi sigortasız çiftçiler için diyebiliriz ki bu yıl iflas etti. Seneye yeniden tarla ekebilmesi için geçen yılın kredi borcunu ödemesi gerek, geçen yılda elde avuçta yok… Yani çiftçinin ekmeye devam edebilmesi için ‘kredibilitesi’ de yok. Tüm bu tablonun içerisinde bir yandan da imar sıkıştırması var. Ulaştırma, madencilik, turizm politikaları tüm tarım alanlarını hedef alıyor. Bazı şehir hastaneleri bile tarlalara inşa ediliyor. Böyle olunca da zaten kâr edemeyen çiftçi, geçinebilmek için tarlalarını satıyor.”

Çok Okunanlar

Benzer Haberler
KAÇIRMA

CEYHAN NEHRİ DÖRT GÜN TEMİZ AKTI SONRA YİNE KARARDI

Adana Organize Hacı Sabancı Sanayi Bölgesi’nde (OSB) gerçekleştirilen kontrolsüz...

TZOB Başkanı Bayraktar: Tarihin en büyük afetlerinden biriyle karşı karşıyayız

TZOB Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, 65 ilde zararın oluştuğunu...

Bakan Yumaklı: Tarımda üç yıllık bir plan ortaya konuldu, 13 ürün belirlendi!

Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı, tarımda üç yıllık...