Farelerin beyinleri üzerinde yapılan bir araştırma, yemek zamanında ortaya çıkan nörolojik süreçleri ortaya çıkardı, hayvanların çok az veya çok fazla yemesini önleyen 4 ayrı aşamayı tanımladı.
Araştırma her bir aşamayı tanımlayan fizyolojik işaretleri tam olarak belirlemese de, elde edilen sonuçlar ilk lokmayla başlayıp son ısırıkla biten karmaşık bir ödül ve engelleme etkileşimine işaret ediyor. İnsan beynine uyarlanan bu keşif, bazı yeme bozukluğu vakalarının açıklanmasına yardımcı olabilir ve yeni tedavi biçimlerinin yolunu açabilir.
Almanya’daki Erlangen-Nürnberg Üniversitesi (FAU) ve Köln Üniversitesi’nden bir grup araştırmacı, farelerde ve insanlarda beslenme, dışa vurma ve sosyalleşmeyi içeren doğuştan gelen davranışların düzenlenmesinde merkezi bir rol oynayan bir beyin bölgesi olan yan hipotalamusundaki nöral ateşleme oranlarını inceledi.
Dört farklı sinir grubu belirlendi
Ekip, enerji alımını düzenlemek ve yemeğin yeterli olduğuna dair sinyal vermek için bir dizi işlevi gerçekleştiren dört farklı nöron (sinir) grubu belirledi.
FAU’da Sinirbilimci olan Alexey Ponomarenko, “Yemek yediğimizde, iştah dediğimiz davranıştan tüketim davranışına hızla geçeriz. Beynin bu tüketim aşamasının süresini nasıl kontrol ettiği hakkında çok az şey biliyoruz. Doğru miktarda enerji alabilmemiz için ne çok uzun ne de çok kısa olmalı” dedi.
Araştırmacılar, elektrot implantlarından alınan okumalara dayanarak hangi nöronların ne zaman aktif olduğunu belirlemek için yapay zeka algoritmaları kullandı. Bu, lateral hipotalamustaki anahtar nöronların, gerçekleştirilen aktiviteye bağlı olarak değişen frekanslarda toplu olarak harekete geçtiğini ortaya çıkardı.
Sırayla ateşlenen dört farklı nöron grubu, paylaşılan frekansla tanımlandı ve beslenme sırasında bilgi paylaşma yeteneklerine yardımcı oldu. Ponomarenko, “ Gıda alımıyla ilgili sinir gruplarının hepsinin aynı frekanslarda iletişim kurduğunu gösterebildik. Buna karşılık, çevreyi keşfetmek ya da sosyal etkileşim gibi diğer davranışlardan sorumlu sinir grupları, daha farklı bir kanal üzerinden iletişim kurmayı tercih ediyor” dedi.
Beslenme sırasında, yemeye devam etmeye teşvik eden iyi hissettiren duygular ve yeterince yediğimize dair işaretler vardır. Hangi işaretlerin hangi nöronları tetiklediği net olarak bilinmiyor. Ancak araştırmacılar bu sinirlerin midenin kapasitesi, kan şekeri seviyeleri ve açlık hormonu seviyelerindeki dalgalanmalar hakkında fizyolojik bilgi toplayıp iletebileceğini düşünüyor.
Elbette tüm bunların insanlarda doğrulanması gerekiyor, ancak fare ve insan fizyolojisi arasındaki benzerlikler, kendi beyinlerimizde de benzer faaliyetlerin meydana geldiği ve beslenme zamanının geldiğini bize bildirdiği anlamına geliyor.
Araştırmacılar daha sonra, bu nöron aktivitesini optogenetik olarak bilinen bir yöntemle ışık kullanılarak manuel olarak manipüle edilip edilemeyeceğini görmek istiyor. Ekip, bu beyin devresinin daha kapsamlı bir analizinin, bir bireyin günlük beslenme faaliyetlerini doğrudan etkileyen yeme bozuklukları hakkında yeni bilgiler ortaya çıkarabileceğini düşünüyor.
Araştırmadan elde edilen sonuçlar Journal of Neuroscience dergisinde yayınlandı.
www.gidahatti.com/haber/22066458/yemek-yerken-beyinde-neler-oluyor-bilimsel-arastirma