Yıkılmış bir kenti ayağa kaldırmak için uğraş verenlerle kilometrelerce uzakta bu çabaya el verenlerin hikâyesi bile bu coğrafyaya dair hayal kurmaya yeter de artar. İş ki yapay gündemlerin peşine takılmayalım.
Ülke cehenneme dönmüş. Ekonomik kriz yeterince sıkıntı vermiyormuş gibi çocuk ve kadın cinayetleri, mafya hesaplaşması, polis jandarma şiddeti, yargı kıskacı diye uzun bir listeyle karşı karşıyayız. Tüm bunların sorumlusu değilmiş gibi olanca pişkinliği ile medyayı meşgul eden iktidar sözcüleri, bozuk olan sinirleri tamamen laçka durumuna getiriyor. İçeriğinden arındırılmış gündemlerle oyalanan muhalefeti de bu çemberin içine dahil etmek lazım. Oradan bakınca sanki el birliğiyle “bu ülkeden artık bir şey olmaz” duygusuna hepimizi ortak etmeye çabalıyorlar. Oynan ortaoyununa dalıp zaman kaybetmenin anlamı yok. Ülkede çok fazla güzel şey yaşanıyor ve oralara odaklanmakta fayda var.
Bunlardan biri Hatay ile Datça arasında kurulan dayanışma köprüsü. Küllerinden doğup hayata tutunmaya kararlı olan Hataylı çiftçilerin kurduğu kooperatif ürünleri binlerce kilometre kat edip Datça’da pazar yerinde tüketişiyle buluşuyor. Hiçbir karşılık beklemeden Hataylı üreticilere katkı sunmak için her cumartesi gücü Datça pazarında ürünler tüketiciyle buluşuyor. Zeytin, sabun, tahin, salça ne arasanız var.
Köprünün iki ucunda da BirGün emekçilerinin olması bizim için başka bir anlam taşıyor. Hatay’dan Serbay kurdukları kooperatifin ürünlerini kolilerle Datça’ya yollarken orada da Mehmet karşılıyor. Biz pazardan ne olur denmeyin. Serbay, Datça gibi çalışan yerlerin artması Hatay’da hayatın “normal” akışına kavuşmasında çok etkili olacağını söyledi. Serbay’ın ifadesine göre her hafta hatırı sayılır Hatay ürünü Datça pazarında eritiliyor.
Bu küçük örnek onlarca forumda söylenen büyük laflardan daha kıymetli olduğu kadar “biz ne yapabiliriz” sorusuna da verilmiş somut bir yanıt olma özelliği taşıyor. Sürekli, doğrudan ve insan hayatını etkileyen eylem mutlaka sonuç alır. Her hafta küçük pazaryerinde kurulan bir tezgah hem 6 Şubat yıkımını unutturmuyor hem yara sarma konusunda önemli bir çabaya işaret ediyor.