Ülkemiz lokanta dünyasında önemli bir eksik var. Ben buna ara kategori diyorum. Günümüzde İstanbul’da parayı basınca iyi yemek yemek mümkün. Lüks lokantalarımız, Michelin yıldızlı lokantalarımız var. Bunun tam zıddı uçta da belli yemeklerde uzmanlaşmış, artizanal usta lokantaları var. Örneğin, güzel bir çorba, işkembe, esnaf yemekleri, lahmacun ve başkaları… Hızlı ve lezzetli yemek yiyebiliyorsunuz. Ama en zor bulunan orta/ara kategori. Yani gastronomik iddiası olmayan ama çok lezzetli yemek pişiren bir lokantada uzun uzun oturup, güzelce yiyip içip cüzdanı deldirmeden lokantadan çıkmak… Giderek zor bulunan bir deneyim haline geldi.
Bu düşünceler son İtalya gezimde aklıma geldi. Çünkü İtalya’da arka arkaya çok güzel yemekler yedim. Bunların bir-iki tanesi lüks ve Michelin yıldızlı lokantalardaydı. Birkaç kez de sokak lezzetlerini denedim. Pizza güzel tabii. Ama benim aklımda en çok kalan Floransa’da seyyar kamyonlarda satılan ve şırdana çok benzeyen ‘lampredotto’. Üzerine hafif acılı bir sos döküyorlar. Ve isterseniz ekmek içinde yiyorsunuz, gayet ucuz.Trattoria La Madia
İki köyden iki öneri
Ama bu iki uç dışında beni en çok mutlu eden ara kategori. ‘Osteria’ ya da ‘trattoria’ deniyor. Eğer turistik olmayan yerlere gider ve seçimi iyi yaparsanız olağanüstü lezzetli ve yöresel yemekler bulabilirsiniz. Gene fazla turistin olmadığı yerleri keşfederseniz gerçek İtalyan misafirperverliğini de görürsünüz. Servis güler yüzlü olacaktır. Ufak tefek kaprisleriniz olursa bu hiç sorun yaratmayacaktır. Büyük bir ihtimalle de yemeğin sonunda size bir dijestif ikram edeceklerdir.