Dönemin Teknosa Genel Müdürü Mehmet Nane, o günlerin Sabancı Holding Perakende Grubu Başkanı Haluk Dinçer’in önerisiyle 2013 yılında Harvard Business School’a iki aylık “Advanced Management Program”a (İleri Yöneticilik Programı) katılmak üzere Boston’a (ABD) gitmişti.
Mehmet Nane, Boston’dayken Haluk Dinçer aradı:
– Mehmet, Carrefour’u aldık. Yönetim hisselerini devralıyoruz. Seni oraya göndereceğiz.
Nane, Dinçer’e şu yanıtı verdi:
– Siz nasıl uygun görürseniz. Ben bu takımın bir oyuncusuyum. Her yerde oynarım.
Ardından Sabancı Holding Yönetim Kurulu Başkanı Güler Sabancı da telefon etti:
– Sen İstanbul’a dön, devir teslim işini hallettikten sonra Carrefoursa Genel Müdürlüğü görevini devralırsın.
O zamana kadar Carrefour Türkiye’de Fransızların yüzde 60, Sabancı Holding’in de yüzde 40 hissesi vardı. Sabancı Holding yüzde 12 hisse alımıyla, yönetimi devralmıştı. Haluk Dinçer, çoğunluk Sabancı’ya geçince şu kuralı koydu:
– Carrefour’un yönetim kademesinde yabancı çalışan kalmayacak…
Mehmet Nane, 2013 yılında Genel Müdürlük görevini devraldığında Carrefour, 5 yıl üst üste zarar etmişti. Nane, koltuğa oturduğunda şu temel soruyu ortaya attı:
- Bugün farklı ne yapacağız da müşteri alışveriş için bizi seçecek?
Hızlıca şirketin tüm verilerini gözden geçirdi, araştırmalar yaptırdı. Çıkan sonuçlara göre önce mağazaların formatlarını değiştirmeye karar verdi:
- Fransa’daki Carrefour City modelini “Carrefoursa Mini” adıyla Türkiye’ye taşıdık.
- Lüks segmente yönelik Carrefour Gurme marketleri açmaya başladık.
Araştırmalar, market zincirlerinde sebze ve meyve satışının ne kadar önemli olduğunu da ortaya koymuştu. Oysa Carrefour’da o zamana kadar Fransız kültürü devredeydi, promosyonlu ürünler ana koridora yerleştiriliyordu.
Nane, bu mağaza düzenini değiştirmek üzere yönetim ekibiyle düşüncesini paylaştı:
– Gelin marketlerimizde ana koridora sebze meyveyi koyalım. Mahallelerdeki manavlar, bakkallar girişe, ön kısma sebze-meyveyi yerleştirir. Çünkü bunlar, “Gel gel” diyen ürünlerdir.