SAMSUN Ondokuz Mayıs Üniversitesi Öğretim Üyesi Selim Aytaç, 1993 yılında doktora tezini kenevir üzerine hazırladı. Aytaç’ın kenevir konusundaki uzmanlığı öncelikle jandarma ve emniyetin dikkatini çekti:
– Hocam, ekiplerimize kaçak keneviri nasıl anlayacakları konusunda eğitim verin…
Aytaç, jandarma ve emniyet ekiplerine eğitim verirken yaptığı iş aklına takıldı:
– Ziraat mühendisleri olarak keneviri sadece kötüleyen tarafta bulunmamız yanlış. Bizim özellikle endüstriyel kenevir konusu üzerinde durmamız lazım.
Selim Aytaç gibi endüstriyel kenevirin önemini ortaya koyan uzmanların çabaları sonuç verdi. 2016 yılında Kenevir Yönetmeliği yayınlandı. Aytaç, aynı yıl TÜBİTAK’tan kenevirle ilgili bir projeye destek alınmasını sağladı. Bu gelişme o günlerde haber başlıklarına şöyle yansıdı:
- TÜBİTAK, esrar işine el attı
- Artık esrar serbest kalıyor
Aytaç ve arkadaşları üniversitenin Bafra’daki 10 dönüm arazisine endüstriyel kenevir ektirdi. Kenevir tam hasat aşamasındayken hırsızlık vakası yaşandı. Hırsızlar, kenevirin tohum ve yaprak bölümünü çuvallara doldurup götürmüştü.
Aytaç ve arkadaşları, hırsızlığın anlaşılması üzerine şöyle düşündü:
– Kenevir hırsızları muhtemelen uyuşturucu yanını düşünüp harekete geçti. Oysa bizim yetiştirdiğimiz endüstriyel kenevirde uyuşturucu etkisi bindeler ile ifade edilecek düzeyde.
Ondokuz Mayıs Üniversitesi Kenevir Araştırmaları Enstitüsü Müdürü Prof. Selim Aytaç, kenevirle ilgili çalışmalarını, yaşadıkları hırsızlık olayını UOB Grup ve Keneviro Yönetim Kurulu Başkanı Uğur Balkuv’un davetiyle gittiğimiz Samsun Havza OSB’deki fabrikada gerçekleşen sohbette anlattı:
– Kenevirde uyuşturucu madde oranı yüzde 6’nın altındaysa kullananların bekledikleri “mutluluk etkisi”ni yansıtmaz. Yani, uyuşturucu etkisi çok azdır.
Üniversitede geliştirdikleri endüstriyel kenevir türü olan “Narlı”daki uyuşturucu madde oranının 10 binde bir düzeyinde olduğunu vurguladı:
– Bizim Bafra’daki 10 dekar alana ektirdiğimiz “Narlı” tohumuna dayalı kenevirdi. Uyuşturucu etkisinin yok denecek kadar az düzeyde olduğunu hırsızlar da anladı sanıyorum. Çünkü, bir daha o tarlada kenevir hırsızlığı vakası yaşamadık.
2008-2018 döneminde Vezirköprü ve Narlısaray’da tek çiftçinin kenevir tarımı yaptığını kaydetti:
– Kendi tohumlarımızı 2021 yılında geliştirdik. Tohumluk olana “Vezir”, lif amaçlı ekilene de “Narlı” adını koyduk. Avrupa’da dönüm başına verim 600-700 kilo iken bizim türlerde 1 tona ulaştı.
Kenevirin gıdadan tekstile, inşaata kadar birçok ürüne girdiğine işaret edip, mevzuata dikkat çekti:
– Mevzuatta “endüstriyel kenevir” konusunda ayrı bir tanım gerekiyor. Bu yapılırsa endüstriyel kenevirin yaygınlaşmasının önü daha da açılır.
Ondokuz Mayıs Üniversitesi Rektörü Prof. Yavuz Ünal, üniversitede kenevire dayalı 22 proje hazırlandığını, 9’u için patent alındığını bildirdi:
– Tuğladan yalıtım malzemesine, füze başlığından yara bandına kadar farklı ürünler geliştirildi. Daha sonra 10 proje daha eklendi. Böylece kenevire dayalı proje sayısı 32’ye çıktı.