Amerika’da Florida ve California turunçgil üretimine büyük hasar veren Psyllidi (Yeşillenme) hastalığı Kıbrıs’ta görüldü. Kıbrıs’tan Türkiye’ye ürün girişi yasaklandı.
Hastalıktan etkilenmiş ağaçlar, sürekli meyve döküyor, geriye doğru kuruyor, bodurlaşıyor ve meyveleri yeşil renkte kalarak gerçek rengini alamıyor.
Bu sorunun çözümü için Tarım Bakanlığı, Üretici Örgütleri, Ziraat Mühendisleri Odası, Ulusal Turunçgil Konseyi, İhracatçı Birlikleri sorunun öneminin farkındalar, takipteler ama sorunun çözümü için ciddi bir koordinasyon ve iletişim içinde olmak zorundalar.
Koordinasyon ve organizasyon karnemiz çok parlak değil. Bunu başaramaz isek bedelini çok pahalı ödeyeceğiz. Maalesef bu dosyayı hazırlarken yapılacak mücadele için paydaş kurumların imzasını taşıyan ortak bir metin oluşturamadık..
İlgili kurumların görüşlerini bu dosyada bir araya getirdik. Dilerim paydaşlar sahada mücadelede bir araya gelir. Bu sorun için kurumları koordine edecek bir komite kurulmalı ve her ay bir rapor yayınlanmalı. Tarım bakanlığı üreticilere zararlıyı tanıtan videolar yapmalı. Bu sorunu Kıbrıs’ta kontrol edip durduramaz isek ülkemize gelmesi kaçınılmaz. Meyve Suyu Endüstrisi Derneği konuya vakıf. Kıbrıs’taki portakal meyve suyu olarak işleyebilirler. Bu ay Adana’da Portakal Çiçeği Karnavalı var. Bu sorunu çözemez isek ağaçlar ile birlikte çiçekleri de kaybedeceğiz. Karnavalda paydaşları bir araya getirerek bu sorunu ülke kamuoyuna duyuracak bir panel ve için çalışıyoruz.
12 Mart’ta Adana ZMO’da yapılan panelde Prof. Dr. Serdar Satar Çukurova Üniversitesi Sorunu akademik bakışla anlattı. Dr. Miraç Yayla Biyolojik Müc. Arş. Ens. Müdürü Bakanlığın Kıbrıs ve ülkemizde aldığı tedbirleri anlattı. Dr. Raziye Çetinkaya Yıldız Biyolojik Müc. Arş. Ens. Fitopatoloji Böl. Bşk. Yeşillenme hastalığının nasıl ilerlediğini nasıl teşhis edildiği anlattı. Maalesef bu sunumları ısrar etmemize rağmen alamadık sizlere ulaştıramadık. Toplantı videolarını üç bölümde izleyebilirsiniz.
Bu sorun ile ilgili başkanların görüşlerini bir araya getirdik. Ulusal Turunçgil Konseyi Başkanı Kemal Kaçmaz, Adana Turunçgil Üreticileri Birliği Başkanı Burak Karabucak, Adana Çiftçiler Birliği Başkanı Mutlu Doğru, Akdeniz Yaş Meyve Sebze İhracatçıları Birliği Başkanı Ferhat Gürüz, Ziraat Mühendisleri Odası Adana Şubesi Başkanı Ahencan Tayakıs, Kuzey Kıbrıs Narenciye Üreticileri Birliği Başkanı Turgut Akçın, Adana Zirai Müc. Arş. Ens. Emekli Ziraat Mühendisi Lerzan Erkılıç’ın değerlendirmelerini paylaşıyoruz.
Konunun yakın takipçisi olmaya devam edeceğiz.
Kemal Erdoğan
Cine Tarım / gidatarim.com
Turunçgillde Yeşillenme Hastalığı – Prof. Dr. Serdar SATAR
Prof. Dr. Serdar Satar Çukurova Üniversitesi Sorunu akademik bakışla anlattı.
Turunçgilde Yeşillenme Hastalığı – Dr. Miraç YAYLA
Dr. Miraç Yayla Biyolojik Müc. Arş. Ens. Müdürü Bakanlığın Kıbrıs ve ülkemizde aldığı tedbirleri anlattı.
Turunçgilde Yeşillenme Hastalığı Dr. Raziye ÇETİNKAYA YILDIZ
Dr. Raziye Çetinkaya Yıldız Biyolojik Müc. Arş. Ens. Fitopatoloji Böl. Bşk. Yeşillenme hastalığının nasıl ilerlediğini nasıl teşhis edildiği anlattı.
ULUSAL TURUNÇGİL KONSEYİ BAŞKANI KEMAL KAÇMAZ
7 Mart 2024 tarihinde tarım ve orman Bakanı Strateji geliştirme daire başkanı Mustafa Alpaslan ve bitkisel üretim Genel müdür yardımcısı İhsan Emiralioğlu’nun katılımıyla gerçekleşen UTK yönetim kurulu toplantısında KKTC de görülen yeşillenme hastalığı konusu görüşüldü bakanlık nezdinde bu konuyla ilgili bilim kurulu oluşturulması ve acil tedbirler alınması konusunda görüş birliğine varıldı. Öncelikle bu komitenin kurulması için çaba sarf edilmesi gerekiyor.
ADANA TURUNÇGİL ÜRETİCİLERİ BİRLİĞİ BAŞKANI BURAK KARABUCAK
Kuşkusuz günümüzde narenciye üretimini tehdit eden en önemli hastalık yeşillenme hastalığıdır. Hastalığın taşıyıcısı ise bir yaprak biti olan ve 2023 sonbaharında KKTC’de de görülen Asya Psilididir. Bu psilidin ülkemize girişini olabildiğince engel olunması elzemdir. Bu bağlamda ADATÜB ve sektör paydaşlarımızla beraber yerel yönetimlerden başlayıp Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı ve Cumhurbaşkanı Yardımcısı Dr. Cevdet Yılmaz’a kadar tüm kademelerdeki yetkililer ile görüştük ve taleplerimizi ilettik.
Bugünden sonra en önemli konu KKTC’de yapılacak olan kimyasal, biyolojik ve biyoteknik mücadeledir. Tarım ve Orman Bakanlığı’nın altyapısı yetersiz olan KKTC ye vereceği maddi ve operasyonel destek son derece önemlidir. Aynı zamanda, bu vektör ülkemize girer ise nasıl mücadele edeceğimizin planlarının bir an önce hazırlanması, yerel teşkilatların bilgilendirilmesi ve üreticilerimizin eğitilmesi gerekmektedir. Yerelde mücadele için bakanlığımız tarafından KKTC’de üretilmesi planlanan faydalı böcek üretiminin hızlanması, gerekli kimyasalların tedariki ve gerekli olduğunda geçici ruhsat ile bazı ilaçların kullanımının önünün açılması önem arz etmektedir.
Ülkemiz ve Çukurova için çok büyük önem arz eden narenciye sektörünün yara almaması için ADATÜB olarak bakanlığımız ve yerel teşkilatları ile iletişimde olup, bu mücadeleye katkı sunmaya devam edeceğiz.
ADANA ÇİFTÇİ BİRLİĞİ BAŞKANI MUTLU DOĞRU
Adana Çiftçi Birliğinin hazırladığı rapor Tarım bakanı ve yardımcısı ile ilgili genel müdürlere, Kıbrıs’tan sorumlu Cevdet Yılmaz’a, Adana ve Mersin valilerine ve KKTC Mersin Konsolosu ile Ankara Büyükelçisine ulaştırıldı. Turunçgil hasadının da sonuna geldik. Önceliğimiz Kıbrıs’taki vektör böcekle nasıl mücadele edilir, böceğin Türkiye’ye gelmemesi için ne hazırlık yapılmalı, gelirse mücadele edecek yeterliliğimiz ruhsat ve ilaç olarak varmı şeklinde olmalıdır.
Ziraat mühendisleri ve konuyu teknik olarak bilenlerle yaptığım görüşmeler sonucu önerilerimiz :
1- Şu anda hava sıcaklığı artıyor ve vektör böceklerin çoğalması başlamadan mineral yağ ile Kıbrıs’taki bahçelere tam yıkama yapılmalıdır. KKTC’de Yeterli mineral yağ var mı ? Çiftçiye nasıl ulaştırılır ?
2- Tüm Kıbrısla seferi olan havaalanları ve limanlara sarı tuzaklar asılmalı ve düzenli takip edilmelidir
3- Bu vektörün taşınabileceği tüm canlı çiçek, yaş meyve ve sebzelerin Kıbrıs menşeli giriş çıkışları karantina tedbirleri alarak durdurulmalıdır.
4- KKTC’ye daha fazla teknik ekipman, zirai ilaç, tuzak ve yetişmiş eleman desteği verilmeli ve Kıbrıs’lı çiftçilere eğitimler arttırılmalıdır.
5- Türkiyeye rüzgarla taşınabilme riskine karşı belirlenecek Güney kıyı kesimlerine tuzaklar asılarak takip yapılmalıdır
6- Türkiye’deki narenciye üreticileri ve danışman mühendislere; vektör böcek, verdiği zarar, yeşillenme hastalığı ve alınması gereken önlemler hakkında toplu pratik eğitimler verilmeli ve böceğin tanınması sağlanmalıdır.
AHENCAN TAYAKISI ZİRAAT MÜHENDİSLERİ ODASI ADANA ŞUBESİNİN TURUNÇGİL PSİLLİDİ HAKKINDAKİ GÖRÜŞÜ:
Türkiye’de olmamasına karşı; 2022 yılında odamız olarak gündeme getirdiğimiz, ancak 2024 yılında tekrar gündeme aldığımız Turunçgil psillidi zararlısı maalesef kapımıza dayandı.
Zararlının Türkiye’ye gelmesini önlemek için öncelikle Kuzey Kıbrıs’ta üretim alanlarında yoğun şekilde biyolojik ve kimyasal mücadele yapılması gerekli.
Odamızda yapılan sunumlarda Kuzey Kıbrıs’ta kimyasal mücadelenin başladığı söylenmişti. Biyolojik mücadele için de çalışmalara başladıklarını söylediler.
Odamız olarak bu mücadelelerin sonuçlarını görene kadar Kuzey Kıbrıs’tan narenciye ve enginar ihracatının yapılmamasını öneriyoruz.
Yetkililer her ne kadar ihracatı yapılan ürünler fumigasyona tabi tutuluyor deseler de; mücadele ve uygulamaların sonuçları neticelene kadar bu ürünlerin ihracatını yasaklanması
gerektiği görüşündeyiz.
Üretilen ürünler ne olacak denirse; narenciye ürünleri meyve suyu veya konsantre sanayinde değerlendirilsin deriz. Bu konuda da Türkiye Cumhuriyeti, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ne gereken desteği sağlamalı. Şimdi bu önlem alınmaz ise yarın Türkiye’de bu zararlı hastalığı yaymaya başladığında Türkiye narenciye üretimi, çok daha büyük bir sorun ile mücadele etmeye ve hatta üretimin büyük oranda yok olması ile karşı karşıya kalacaktır.
Bir önerimiz de ihracatçılara. İhracat işi ile uğraşan şirketler bu zararlı ve taşıdığı hastalık kontrol altına alınacağı zamana kadar Kuzey Kıbrıs ile yaptıkları ticarette taze meyve yerine meyve suyu ve konsantresi için pazar araştırmaları yapmalarını öneriyoruz. Bu süre içerisinde ihracat planlarını Türkiye’de üretilen ürünlerle yapmalarını öneriyoruz.
Kuzey Kıbrıs’tan getirip Türkiye girmeden, gümrükten direk diğer ülkelere ihraç etmek de sakıncalı. Eğer bu şekilde yapılan işlemde ürün üzerinde veya konteynerde bu zararlı mevcut ise gönderildiği ülkede bu zararlı bir şekilde yaşamına devam edecek, sonrasında gönderilen ülkede sorun başlatacak ve komşusu olan ülkeler için tehlike olacaktır. Kim bilir o komşu ülke Türkiye de olabilir.
Sonuç olarak; zararlı ve taşıyacağı hastalık kontrol altına alınıncaya kadar Kuzey Kıbrıs ile taze meyve olarak narenciye, enginar ve süs bitkileri ithalatının yasaklanması gerektiği görüşündeyiz.
AKDENİZ YAŞ MEYVE SEBZE İHRACATÇILARI BİRLİĞİ’NİN TURUNÇGİL PSYLLIDI HAKKINDAKİ GÖRÜŞÜ
Turunçgil psyllidi zararlısı maalesef kapımıza dayandı.Zararlının Türkiye’ye gelmesini önlemek için öncelikle Kuzey Kıbrıs üretim alanlarında yoğun şekilde biyolojik ve kimyasal mücadele yapılması gereklidir. Yapılan görüşmelerde, Kuzey Kıbrıs’ta kimyasal mücadelenin başladığı, Biyolojik mücadele için de çalışmalara başlandığı bilgisini ediniyoruz. Ancak, Akdeniz Yaş Meyve Sebze İhracatçıları Birliği olarak söz konusu mücadelelerin sonuçlarını görünceye kadar Kuzey Kıbrıs’tan narenciye, enginar ve süs bitkileri ihracatının durdurulması gerektiğini düşünüyoruz.
KKTC’de üretilen ürünlerin meyve suyu ve/veya konsantre sanayiinde değerlendirilerek
ülkemize bu şekilde gönderilmesi konusunda devletimizin gereken desteği sağlaması gerektiği kanaatindeyiz. Bugün bu önlem alınmazsa ve hastalık ülkemizde yayılmaya başlarsa, Türkiye narenciye’de üretimi ve ihracatı büyük oranda yok olma tehlikesi ile karşı karşıya kalacaktır.
ULUSAL TURUNÇGİL KONSEYİ VE MERSİN ZMO NUN HAZIRLADIĞI SÜRVEY TALİMATI
KUZEY KIBRIS NARENCİYE ÜRETİCİLERİ BİRLİĞİ BAŞKANI TURGUT AKÇIN
Aralık ayının sonlarında Avrupa Birliği’nden bilirkişilerin HLB hastalığıyla ilgili seminer için ülkemize geldiğini ifade ederek 60 narenciye bahçesini inceleyip, hastalığa dair bir şey tespit etmediklerini belirtti. Ancak son birkaç haftadır narenciye ürününde değişim görüldüğünü anlatan Akçın, Türkiye’den gelen bir ekibin yaptığı inceleme sonucunda enginarların yeşillenme hastalığını taşıyıcı konumda olabileceğinden önlem aldığını söyledi.
Akçın, “Bu durum Tarım Bakanlığı’na bildirildi. Türkiye’den gelen ekip ise hastalıkla mücadele yöntemi olarak, kavanozda ilaçlama yapılabileceğini, fakat böceğin öldüğünü ama yumurtasının ölüp ölmediğini tespit edemedikleri bilgisini bizimle paylaştı” şeklinde konuştu.
Akçın, Larnaka ve Limasol’da narenciye bahçelerinde tespit edilen bu hastalığın bizim bahçelerimizde de görüldüğünü ifade ederek “Söylentiler arasında ürünlerin paketleme esnasında ilaçlı sudan geçip, kutulanırken yeniden ilaçlanacağı ve 24 saat buzlukta bekletildikten sonra ihraç edileceği var. Bunun yanında konunun halen değerlendirildiği yönünde söylentiler de mevcut. Özetle konu halen açıklığa kavuşmadı” dedi.
“Ürünü hasat etmemiz ve ihraç etmemiz şart”
Ağaçlardaki ürünün şu veya bu şekilde hasat edilmesinin ve ihraç edilmesinin şart olduğuna dikkat çeken Akçın, bu hastalığın İspanya ve başka ülkelerde de görüldüğünü ama bunun ihracatlarını etkilemediğini savundu. Türkiye’nin kendini bu konuda garantiye almak istediğini söyleyen Akçın, bu nedenler Türkiye’nin ülkemize karantina sistemi uygulamaya çalıştığına vurgu yaptı. Akçın, ürünün sıcak sudan geçtiğini, ürünün mumlandığını ve hava almadığı zaman böceğin öldüğünü belirtti.
DOÇ.DR ERZAN ERKILIÇ Adana Zirai Müc. Arş. Ens. Emekli Ziraat Mühendisi
ASYA TURUNÇGİL PYSİLLİDİ ve TURUNÇGİL YEŞİLLENME HASTALIĞI
Son 15-20 yılda Dünya turunçgil üretimini tehdit eden bu zararlı ve taşıdığı hastalık ne yazık ki çok yakınımıza kadar gelmiştir. Dolayısıyla turunçgil üretimimiz gerçekten ciddi tehdit altındadır. Son yıllarda turunçgil üretimde biyolojik mücadelede geldiğimiz nokta ve önem bu koşullarda tehdit altındadır. Zararlının ülkemize girmesi halinde panik durumu yaşanacak ve bilinçli bilinçsiz birçok ilaç kullanılacaktır. Öncelikle Asya Turunçgil Pysillidinin ülkemize girmesine engel olmamız gerekmektedir. Bu konuda tarım bakanlığımızın, çiftçi kuruluşlarımızın da desteğiyle hızla sörvey ekipleri oluşturup başta Adana, Mersin ve Hatay olmak üzere bütün turunçgil bölgelerinizi dikkatlice tarayıp, gerektiğinde eradikasyon insitafini kullanmalıdır. Eradikasyon insiyatifi bakanlığımız tarafından yapılmadığı takdirde turunçgil alanlarında kullanılacak ilaçlamalar kontrol dışında kalacaktır. Bu nedenle bu tehdit ortadan kalkana kadar Kıbrıs’tan hem turunçgil materyali hem de her türlü yeşil tarım ürününün Türkiye’ye girmesine izin verilmemelidir.
Kıbrıs’da turunçgil alanlarının tamamı mineral yağ uygulaması ile ilaçlanmalıdır. Aynı zamanda da Asya Turunçgil Pysillidinin biyolojik mücadelesi için gerekli çalışmalar yapılmalı, faydalının üretim ve salın çalışmaları ivedilikle başlatılmalıdır. Bu zararlının etkili doğal düşmanı olan Tamarixia radiata parazitoitinin Pakistan’da olduğu bilinmektedir. En kısa zamanda bu doğal düşman temin edilmeli ve üretim çalışması başlatılmalıdır. Asya Turunçgil Pysillidinin biyolojik mücadelesi Kaliforniya da çok başarılı bir örnek oluşturmuştur. En kısa zamanda Kıbrıs’da bu çalışmanın bir örneği başlatılmalıdır. Buna önem vermeyen Florida’nın hastalık nedeniyle geldiği durum bilinmektedir. Asya Turunçgil Pysillidinin biyolojik mücadele çalışmaları en kısa zamanda başlatılmalıdır.