Türkiye’de tarım sektörü her yıl farklı başlıklarla gündeme geliyor. Geçen yıl üretici fiyatlarıyla konuşulan tarım, bu yıl kuraklık, zirai don ve dolu gibi doğal afetlerle anılıyor. Özellikle mart ve nisan aylarında yaşanan şiddetli zirai don, ilk tahminlere göre meyve üretiminde yaklaşık 7 milyon tonluk bir kayba yol açtı.
Meyvecilikteki bu dramatik kaybın yanında, kışlık tahıllarda da büyük bir darbe söz konusu. Buğday üretiminde %6, arpada %8, çavdarda %6, tritikalede %8 ve yulafta %23 oranında üretim düşüşü yaşandı. Nohut üretimi artmış olsa da mercimekte %14’lük bir azalma gözlemleniyor. Patates üretimi %13 gerilerken, para etmeyen kuru soğanda sadece %3’lük sınırlı bir artış var. Üretim tarafındaki her kayıp, çiftçinin gelirini eritirken; tüketicinin sofrasına yüksek fiyat olarak, ülke ekonomisine ise dış ticarette pazar kaybı olarak yansıyor.
Geçen yıl çiftçi için zor bir yıldı. Bu yıl daha da zor olacağını söylüyorduk ama iklimin bu denli sert etki edeceğini tahmin etmek güçtü. Orta Vadeli Program’daki hedeflere ulaşmakta en yalnız bırakılacak kesimin çiftçiler olacağını yazdığımda, doğal afetlerin bu yalnızlığa tuz biber ekeceğini öngörememiştim.