“Ailem 500 yıldır Vodnyan’da yaşıyor. Köküm burada. 1 milyar dolarlık şirketim var diye, her şeyin zaten online olduğu bir çağda neden memleketimi bırakıp Silicon Vadisi’ne gideyim ki?” Silvio Kutiç 46 yaşında.
Hırvatistan’ın ilk ‘unicorn’ şirketi olan Infobip’i 5 bin nüfuslu Vodnyan kasabasında (Vodnjan diye yazılıyor) 2006’da kurduğunda 28 yaşında Zagreb’den diplomallı genç bir elektrik mühendisiydi. Şu anda 80’e yakın ülkede 4 bine yakın çalışanı olan “çok özel” bir şirketin patronu. Şirket hızla büyüyüp Londra’ya da sıçramış ama en büyük ofis yakın zamanda açılan Zagreb kampüsü. Kutiç, küresel bir işi yaparken yerel kalma çabasında. Güç aldığı köklerinden uzaklaşmadan.
Zamane şirketlerinin tam olarak ne yaptıklarını benim gibi konvansiyonel kalanların ne anlaması ne de anlatması pek kolay olmuyor. Başlangıçta kısaca “global mesajlaşma (SMS) operatörü” olan şirket, şu anda Uber’den Apple’a kadar dünya devlerine, müşterileri ile iletişimi online kanallar üzerinden, ama tek platformda sağlayan hizmetler sunuyor.
Müşteri ile iletişimin artık konuşma değil yazışmaya döndüğü bir çağda, SMS, email, Whatsapp, Instagram, Telegram, Viber gibi farklı kanallardan akan iletişimi konsolide ediyor, müşteriye tek platform kullanarak ulaşabilme imkanı sunuyor. Kutiç, “Infobip sayesinde Hırvatistan’ın teknoloji dünyasında çok daha iyi bir imajı var. Bölgemiz çok akıllı insanlarla dolu. Ama şu ana kadar küresel pazara girmek için kullanabilecekleri bir platforma sahip değillerdi. Artık Infobip, Rimac, Photomath gibi onlara bu fırsatları sunabilecek Hırvat şirketleri var” diyor.
Buraya kadarki şema klasik. İyi bir fikir startup’a dönüşüyor, küçük bir sermaye ile kurulup hızla büyüyor, yatırım çekip daha da büyüyor ve neredeyse her gün bir yenisini alkışladığımız “başarı öyküleri”nden biri oluyor. Infobip’in hikayesinde ilgimi çeken nokta, Hırvatistan’ın diğer unicorn şirketi, pahalı spor arabaların üreticisi Rimac’ın (Rimats diye okunuyor) 36 yaşındaki kurucusu, 3 milyar dolarlık servetin sahibi Mate Rimac’ın duruşu ile olan benzerlik. İkisi de, bu büyük başarılarına rağmen Hırvatistan’ı terk etmemeye, kendi topraklarında kök salmaya kararlılar. Oysa ABD’den Arap şeyhliklerine kadar, “parayla her şeyi satın alma” odaklı pek çok cazibe merkezinden ısrarla gelen davetler var.
Silvio Kutiç’in hâlâ şirketin merkezini tuttuğu, harika bir ofis binası kurduğu memleketi Vodnyan, Adriyatik’in akvaryum gibi kıyılarına kuş uçuşu beş kilometrede, evlerin üst katlarından denizin mavisinin ufku çizdiği, tarihi bin yılı aşan bir kasaba. Hırvatistan’ın gurme cenneti sayılan İstria yarımadasında, Pula şehrine 10 kilometre mesafede.
En kaliteli zeytinyağı, kilosu 3 bin eurodan başlayan türf mantarı (truffle), en güzel Malvazija beyaz şarapları, en lezzetli jambon (prşut-prosciutto) burada. Tarihte uzun süre İtalyan toprağı olduğu için bu etki bariz. Adriyatik’in en güzel tatil beldelerinden bazıları da (Rovinj, Porec, Opatija) burada. “Yeryüzündeki cennet” yarışması yapılsa, hilafsız aday yazılabilecek bir coğrafya burası.