Yunanistan’ın Thassos Adası’ndan söz ediyoruz. Osmanlıdaki adı Taşoz olan adada idim. Yıllarca tatil tercihim olan bu ada, 110 km çevresinde butik otelleri, temiz plajları ve oraya vardığınızda size plaj şemsiyesi dayatmayan, ucuz, leziz yemekleriyle, neredeyse her köşesini bildiğim bir turizm adası…
Ancak orayı bu defa bir maden adası olarak ziyaret ettim. İstanbul Maden İhracatçıları Birliği (İMİB) Yönetim Kurulu Başkanı Rüstem Çetinkaya ile daha önce “mermer plaj” olarak denize girdiğim Marble Beach bölgesine vardığımızda, buradaki mermeri bizimkilerin işlettiğini öğrenmiş oldum.
ZENGİN TOPRAKLARIN FAKİR BEKÇİLERİ OLMAYALIM
Bana ilginç gelen, aynı karede hem orman, hem zeytin ağaçları, hem mermer ocakları hem de turistlerin en fazla fotoğrafladığı plajın olmasıydı. İyi de bu nasıl mümkün olabilirdi ki? Misal bizdeki Zeytin Yasası, asla böyle bir kompozisyona izin vermez, çevrecilerimiz ortalığı ayağa kaldırırlardı.
Taşoz sakinleri ve Yunan çevreciler ile konuştum: Maden kirletmiyor, aksine tozunu kırığını temizlediği gibi, pazarlıyorlar.” Orman eksilmiyor, zeytinlerimiz hasat ediliyor veplajlarımız turistle dolup taşıyor. Rüstem Çetinkaya; “biz de turizm ya da maden arasında seçim yapmak zorunda kalmadan ülkemize katkı sunabiliriz” diyor.