Prof. Dr. Mehmet Pala: Toplumda Güven Sorunu 

Genel olarak güven, insanların diğer insanların davranışları ve niyetleri hakkındaki beklentilerini tanımlayan bir kavramdır. Güven duygusunun özel yaşamda ve iş ilişkilerinde   çok önemli bir yeri vardır. Güven duygusunun eksikliği insan ilişkilerinde ve iş yaşamında bağları zayıflatır, verimliliği azaltır. Güven dürüstlüğü, yardımseverliği ve risk almayı gerektirir. Güven duygusu olmaksızın   ne sürdürülebilir bir dostluk ne de sağlam bir ticari ilişki kurulabilir.

Güven temeli olmayan toplumlarda her şey yasalarla yapılmaya çalışılır. Bu da her zaman ve özellikle kültür düzeyi düşük toplumlarda ciddi sorunlara neden oluyor. Güven eksikliği   toplumlarda sosyal çatışma ve huzursuzluk potansiyeli oluşturuyor.    Toplumda güvene dayalı   bir kültürün oluşturulması çok önemlidir. Bu nedenle güven, bir toplumun tutkalı gibidir. Güven ortamları toplumların gelişmesi ve refaha erişmeleri açısında vazgeçilmez zeminlerdir. Ancak güven duygusunun yerleştiği toplumlarda değer üretilir ve toplumsal barış sağlanır. Güvenli ortamlarda yaratıcılık, karşılıklı yardımlaşma gelişir ve yarınlara olan umutlar yeşerir. Toplumsal güvenin başka bir önemli işlevi de demokrasiye olan bağlılığı artırarak demokratik sistemin kalıcılığını sağlamlaştırmasıdır.

Türkiye’de toplumdaki güven duygusu maalesef zayıftır. Nitekim global araştırma şirketi IPSOS’un 2022 yılında 30 ülkede 22534 kişiyi kapsayan araştırmasında Türklerin %86 oranında çevresindeki insanlara güvenmediği ortaya konmuştur. Türkiye bu oranla 30 ülke arasında Brezilya ve Malezya ile son 3’ü paylaşmıştır. Bunun ülkemiz için vahim bir sonuç olduğunu söylemek durumundayız.

Örneğin Türkiye’de 7800 civarında Tarımsal Kalkınma Kooperatifi bulunuyor.  Başka ülkelerde kooperatifçilik, çok iyi işlemesine karşın ülkemizde istenilen verimliliği gösteremiyor. Bizim konuyla ilgili olarak Beyaz Nokta Vakfı Birleşik Akıl Ağı Çalışma Grubunda yaptığımız çeşitli toplantılarda kooperatiflerin iyi çalışmamalarının temel sorununun “Güvensizlik ve Denetimsizlik” olduğunu gördük. Hollanda’da kooperatifler çok iyi çalışıyor, ama Türkiye’de verimli değiller. İşte kooperatifler konusunda olduğu gibi Türkiye’de kök sorunların birisi de “Güvensizlik” olarak karşımıza çıkıyor.

Güven kültürünün oluşmadığı durumlarda toplumlarda uygulanan politika, kazananı pek olmayan daha çok kaybedeni olan bir çatışmaya dönüşüyor.

Peki ne yapmalıyız?  Toplumsal güven doğuştan gelen değil, öğrenilen bir değerdir. Buradan hareketle farklı toplumsal grupların birbirleriyle olan ilişkileri ve etkileşimleri artırılmalı ve bu yolla grupların birbirleri hakkındaki yanlış kabullerinin   giderilmesi   için çalışmalara ağırlık verilmelidir.  Bu nedenle toplumun güven duygusunu artırmak için ciddi bir çaba gösterilmeli ve uygun zemin sağlanmalıdır.

Konuyla ilgili olarak kendi yaptığım bir uygulamadan da burada söz etmek istiyorum. Bildiğiniz gibi okullarda ve üniversitelerde sınavlar daima gözetim altında yapılır. Sınav sırasında öğrencilerin tepesinde dolaşılarak onları potansiyel kopya çekenler olarak görmenin doğru olmadığını düşündüm. Öğrencilere verilecek güven duygusu ile sorumluluk yükleneceklerini ve bunun sonucu olarak da sınav sorularını bir gözetim olmadan da sadece kendi bildikleri ile cevaplayabileceklerini öngördüm.

Geçen ay üniversitede lisans öğrencilerine verdiğim “Besin Teknolojisi” dersinin ara sınavı vardı.  Sınava   toplam 78 öğrenci üç ayrı sınıfta girecekti ve her bir sınıfta da iki   gözetmen bulunacaktı. Soru kağıtları dağıtılmadan önce, öğrencilere bu sınavın gözetimsiz   yapılacağını, onlara güvendiğimi, önemli olanın insanın kendisine saygısını koruması gerektiğini söyledim. Ben ve asistanlar sınav kağıtlarını dağıttıktan sonra öğrencilere sınıftan ayrılacağımızı ve sınav süresi bittiğinde cevap kağıtlarını masaya bırakmalarını söyledim. Doğal olarak öğrenciler ve gözetmenler böyle bir şeyi beklemiyorlardı. Hepsi şaşkınlıklarını gizleyemediler.

Öğrencilere cevap kağıtlarına “Bu sınav sorularını sadece kendi bildiklerimle cevapladım” diye yazıp imzalamalarını söyledim. Öğrencilerden hiçbir itiraz gelmedi. Kendilerine başarılar dileyerek asistan arkadaşlarla birlikte sınıftan ayrıldık. Öğrenciler kendileri ile baş başa kaldılar. Sınav süresi bittiğinde öğrenciler cevap kağıtlarını masaya bıraktılar.

Sınavdan sonra birçok öğrenci kendilerine güvendiğim için gelip teşekkür ettiler. Daha sonra birçok öğrencinin mail ortamında bu uygulamanın kendilerini mutlu ettiğini ve özellikle güven duygusu yaşamalarına fırsat verdiğini ilettiler. Bana göre bu sınavda kopya çekilmemişti. Bunu öğrenciler de teyit ettiler. Ben de sorulara verilen cevaplardan kopya çekilmediğini anladım.

Peki, gözetimsiz sınavı ben neden yapıyorum? Amacım nedir?

Gözetimsiz sınavın birinci amacı öğrencilerin kendilerine olan saygıyı tetiklemek ve kendilerinin de güvenilir insanlar olduklarını hissetmelerini sağlamaktı. Bu durum öğrencileri gerçekten çok mutlu etti. Bizim eğitim ve öğretim sistemiz bu çocuklara ne ailede ne okulda ve ne de toplumda güven duygusu aşılayacak şekilde değil.  Gözetimsiz   sınavların ikinci önemli amacı, öğrencilerde dürüstlük ve etik değerler konusunda farkındalık yaratabilmek, sınavları sadece bir değerlendirme aracı olmadığını, geçer not alma ve sınıf geçme sürecinin ötesinde bilgiyi anlama ve uygulama fırsatı olarak görmelerini sağlamaktı.

Bu yaklaşım öğrencilere güvendiğimi ve onları ciddiye aldığımı da gösterdi. Bu uygulamanın onların yaşamlarında en azından bir bölümünün önemli bir değişime neden olacağını düşünüyorum. Kendine güvenen ve saygı duyan insanlar, yanlış olduğuna inandığı şeyleri “başkaları yapıyor” diye yapmazlar. Acaba bu tür uygulamalar üniversitelerde ve işyerlerinde bir şekilde uygulansa, diye umuyorum. Böylece toplumda güven duygusunun yaygınlaşmasına bir ölçüde katkıda bulunacağına ve bir yerden de başlamamız gerektiğine inanıyorum.

Sonuç olarak insanlar, kendilerini   güven içinde ve güven duyulduklarını hissederlerse, bu onların yaşamlarını renkli, huzurlu ve verimli yapması için önemli bir zemin sağlayacaktır.

Prof. Dr. Mehmet Pala                                                                                               Gündem/ 12 Aralık 2023

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Çok Okunanlar

Benzer Haberler
KAÇIRMA

Serpil Yılmaz ,Balıkçılar asgari ücreti ihracatla aşıyor

Ekonomi dünyası asgari ücret tartışmasına kilitlendi. 17 bin 2...

İncili Gastronomi Rehberi’ Ödül töreni

Bir yıllık emeği bir yazıda anlatmak kolay değil. Özellikle...

112 Milyon Liralık Tarımsal Destekleme Ödemesi Hesaplara Aktarılıyor

Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından sağlanan tarımsal destek ödemeleri...

5 yılda Türkiye’nin en büyüğü oldu: Nusret’e bile satıyor

Amasya’da beş yıl önce köyündeki tarlasına safran bitkisi tohumları...