Son asırda dünya üzerinde kurulan ve giderek acımasızlaşan vahşi kapitalist sistemde, kırsalda yaşayan ve tarımsal üretim yaparak ayakta kalmaya çalışan insanlar için hayat her geçen gün daha da zorlaşıyor.
Özellikle de tarım sektöründe tek başına mücadelenin neredeyse imkânsız olduğuna, örgütsüz insanların çaresizlik girdabında boğulduğuna şahit oluyoruz. Tarımın gelişmişliği ile üreticilerin örgütlenmesi arasında güçlü bir ilişki söz konusu. Özellikle de ülkemizde sık sık gündeme gelen gıda enflasyonu, fiyat dalgalanmaları, pazarlama marjları ve yeterlilikler konusu doğrudan üreticilerin etkili örgütlenebilme becerileri ile bağlantılı.
Tarımda örgütlenmenin kamu boyutu da olmakla birlikte genellikle üretici örgütlenmesi ilk akla gelir. Tarladan çatala, meralardan dikey tarıma, bilişim teknolojileri ve yapay zekâya kadar çok geniş bir yelpazede sorunların birleştiği tek bir kaynak var: Başarısız tarımsal örgütler. Devletin her an tarım sektörüne, tarımsal ürün ve girdi piyasalarına müdahale etmesi hem imkânsız hem de sorunları kangren haline getirmesi ve piyasa yapılarını bozması bakımından sakıncalıdır.
Devlet, örgütlenme için gereken alt yapıyı hazırlar, yönlendirir ve teşvik eder. Güçlü üretici örgüt yapıları da devletin gözetiminde ve denetiminde, belirli düzeyde rekabet ortamını da sağlayarak sorunların çözümünde daha etkin rol oynarlar.
Önemli bir yönetmelik daha yürürlükte
Tarım politikalarının oluşumunda ve tarımsal desteklemelerde güçlü lobi faaliyetleri yapabilecek, gençleri tarımda tutabilecek, ortak makine kullanımı sağlayabilecek örgüt yapılarının oluşturulabilmesi için Tarım ve Orman Bakanlığı, yeni bir girişim başlattı.
Bakanlığın hazırladığı “Tarımsal Amaçlı Örgütlerin Derecelendirilmesine İlişkin Yönetmelik” geçen hafta yayımlandı ve yürürlüğe girdi. Esas amaç, bu örgütlerin faaliyetlerinin daha etkin hale gelmesi… Yönetmelik kapsamındaki tarımsal örgütlerin neler olduğu ise ilgili kanunlara yapılan atıflarla belirlendi.