Yaklaşık olarak iki yıldır bu köşede, tarım ekonomisi konuları başta olmak üzere, iklim değişimi, çevre, kaynak kullanım ekonomisi, gıda enflasyonu, planlama ve daha birçok güncel meselelere değinmeye çalışıyoruz.
Bu yazılarda öne çıkan sorunları üç maddede özetlemek mümkün: Etkin kaynak kullanımı, iklim değişimi ve gıda enflasyonu.
Bu üç sorunu da birlikte çözebilme potansiyeli olan Organize Tarım Bölgeleri’nden (OTB) bahsedeceğiz bu yazımızda.
62 OTB ülkemiz için büyük fırsat
OTB’ler, ‘Kent Tarımı’ fikrinin ülkemizde belki de ilk somut uygulaması. Ak Parti iktidarları ile gündeme gelen proje, jeotermal enerjinin avantajlarını kullanabilmek adına öncelikle sera OTB ile başladı. Sonrasında bitkisel, hayvansal ve su ürünleri üretimi ile genişledi.
OTB’ler kamu tüzel kişilerince kuruluyor ve bitkisel ve hayvansal üretimin yanı sıra tarıma dayalı sanayi süreçlerini de kapsıyor.
Bugün 41 ilde 62 OTB projesi devam ediyor. Tüzel kişilik kazanan 41 OTB’nin 21’i hayvansal, 19’u bitkisel ve biri de su ürünleri üretimine odaklanmış durumda.
Bu bölgelerin ihtiyacı olan altyapının faaliyet öncesinde oluşturulmuş olması, güçlü örgütlenme, uygun girdi temini, teknik bilgiye daha kolay ve zamanında ulaşabilme gibi avantajlar, kaynak kullanımının çok daha etkin olmasını sağlıyor.