Küresel tarım ticareti, 2025 yılında birçok sürpriz gelişmelere açık görünüyor. İklim değişimi, küresel tedarik zincirinin zayıflaması ve Trump’la birlikte değişmesi beklenen gümrük vergileri etkili olacak başlıca faktörler.
ABD’nin tüm ithal ürünleri için Çin’e yüzde 60, Kanada ve Meksika’ya ise yüzde 25 gümrük vergisi uygulama planı, tarım ürünleri ticaretini ciddi şekilde etkileyecek. Rakip ülkelerin, ABD’nin tarım ürünlerine koyacakları gümrük vergileriyle, ABD yeni pazar arayışına girecek ve bu durum ülkemiz açısından birçok fırsatları ve tehditleri de beraberinde getirecektir. Çin, Trump’ın ilk döneminden bu yana tarım ürünleri ticaretinde ABD’yi, Brezilya ve Arjantin ile ikame ediyor. ABD ise AB’ye yöneliyor. Bu eğilim 2025’te artarak devam edecek gibi görünüyor.
2025 tarım ürünleri dış ticaretimiz açısından neler vadediyor?
Türkiye, 2025 yılında ilk defa uygulamakta olduğu tarımsal üretim planlamasının ilk sonuçlarını alacak. Bu konuda şu ana kadar beklentiler olumlu. Bunun tarım ürünleri dış ticaretine hissedilir yansımalarının olacağı öngörülebilir.
2024’te 35 milyar dolara çıkması beklenen tarımsal ihracatımızın 2025’te 40 milyar dolara ulaşarak rekor kırması şaşırtıcı olmaz.
Planlı üretim ile daha sürdürülebilir, rekabet gücü ve çeşitlendirilmiş pazarlarla, ithalat dengesini kurmuş bir dış ticaret yapısı beklenebilir. Dünya tarım ürünleri ihracatının iki trilyon dolar seviyesinde olduğu göz önünde bulundurulduğunda, iyi bir planlama ile bu potansiyeli değerlendirmek mümkündür.
Başta Irak olmak üzere Ortadoğu, tarım ürünleri ihracatımızda önemli bir pazar olmayı sürdürecektir. Kısa zamanda sağlanması beklenen istikrarla birlikte Suriye ile dış ticaretimizin hacmi ve çeşitliliği artacaktır. Tarım ve Orman Bakan Yardımcımızın Suriye ziyareti ve tarım ateşesi atama hazırlığı, bu konuda harekete geçildiğini gösteriyor.
Suriye’nin tarımsal altyapısının imarı, sınır ticareti ve evlerine dönecek olan tarım diplomatlarımız, 2025’te ülkemiz açısından önemli fırsatlar sunuyor. Irak, Almanya ve Rusya’nın ardında Suriye’ye ihracatımız neden bir milyar dolar seviyesine ulaşmasın?
Avrupa Birliği, başta Almanya olmak üzere, pestisit konusunda yaşanan bazı istisnai sıkıntılar dışında, tarım ürünleri ihracatımız açısından gelişen bir pazar olmaya devam edecektir. Aslında pestisit konusunun, oransal olarak bakıldığında, belirli çevrelerce abartıldığı ve bazı AB ülkelerinde tarife dışı engel olarak kullanıldığı söylenebilir.