Deprem bölgesi kentleri için 5 yıllık ihya edici kalkınma planını önerdiğim yazımla ilgili arayan bir dostum, farklı bir tavsiyede bulundu. “GAP 2 Mezopotamya, Tarım ve Endüstri Projesi”. Bunun bölge insanlarıyla, onların bilgi birikimlerinden önerilerine yer verilerek hazırlanan bir proje olarak Dünya Bankası’na sunulup finansmanın sağlanabileceğine inandığını da ifade etti.
Dostum “GAP 2 Endüstri ve Tarım Projesi” adını verdiği projenin içeriğinden söz ederken şöyle dedi:
“Tarım ve endüstri alanında hazırlanacak projeler, hammaddeden tasarıma, tasarımdan üretim ve pazarlamaya uzanan bir zincir olarak ele alınmalıdır. Yabancı ülkelere giden, mercimek gibi tarımsal ürünleri ele alarak bölgede yeni teknolojilerin katkısıyla üretilmeye başlanmalıdır. Bölgenin geçmiş dönemde önemli bir hayvancılık potansiyeli vardı. Özellikle, küçükbaş hayvancılık yeniden gezici sürüler ile yapılmaya başlanabilir. Gıdanın öneminin arttığı bu dönemde buna ihtiyaç var. Ayrıca, tarımsal ürünler endüstrisiyle birlikte ele alınmalıdır. Pamuk, ipliğe, kumaşa döndürülürken, konfeksiyon üretimiyle endüstriyle buluşan bir zincirle tamamlanmalı. Tarım ve endüstri tesislerinin tümü yenilenirken, yeni teknolojilerle donatılması için finansal olarak yerli ve yabancı destekler almak için projeler hazırlanmalı. Sürdürülebilir ileri teknoloji çevreye duyarlı olma özelliğine sahip ve dijital içerikli olmalıdır. Binlerce yıllık Mezopotamya birikimi, çağın bu teknolojileriyle geliştirilerek ele alınmalıdır.”
Dostumun söylediklerini dinledikten sonra, bölgede yetişen tarımsal ürünlerin neler olduğuna baktım. Buğday, arpa, pamuk, mercimek, susam, çeltik, antepfıstığı, kayısı, üzüm, zeytin… Liste uzayıp gidiyor. Bunlar yeni teknolojilerin ışığında yetiştirilmeye devam edilmelidir.