Çok eskiden okumuştum. Finlandiyalı bir yazarın “Su Unutmaz” adlı kitabında; “suyun keskin bir hafızası” olduğu; İskandinavya’da bir köylü kız ile babasının ağzından anlatılıyordu.
Şiir gibi yazılmıştı.
Baba anlatıyor.
Kızım!
Su, buhar olur.
Gökyüzüne çıkar.
Yağmur olur.
Toprağa iner.
Çetin kış gelir.
Su buz keser.
Yazın güneş vurur.
Buz suya dönüşür.
★★★
Kızım!
Su, buhar olunca, buz olunca, yağmur olunca, deniz olunca, dere, nehir, sel, baraj, gölet ve göl olunca her girdiği şekli hafızasına yanlışsız, eksiksiz kayıt eder.
Suyun bilinci var.
Su asla unutmaz.
★★★
Kızım!
Su hayat verir.
Medeniyet yaratır.
Çin’de Sarı Nehir,
Hindistan’da Ganj
Amerika’da Amazon,
Anadolu’da Fırat, Dicle
Su varsa medeniyet var.
★★★
Kızım!
Suya iyi davranırsan o sana hayat verir, kötü davranırsan öfkelenip sel olur ya da küser kayıp olur. Su insanları birleştirir. Su, insanları birbirine düşman da eder, savaş çıkartır. Biz insanlar suya nasıl davranırsak karşılığını görürüz.
Suyun suçu yok.
★★★
Sapanca’nın suyu!
Onun da hafızası var.
Su fabrikalarının sahipleri; Sakarya Valiliği ile yaptıkları; “su kaynağını kiralama anlaşmaları” gereği her yıl Sapanca doğasının belli miktarda yerüstü suyunu şişeleyip büyük kentlere satıyorlar. Şişeleme limitlerini aşmayacak ve Sapanca doğasının, deresinin, gölünün ve insanının hakkını çalıp daha fazla suyu şişeleyip satmak için “sondaj vurup Sapanca’nın dip sularını çalma” yoluna gitmeyeceklerdi.
★★★
Çalma var mı?
Sapanca Belediye Başkanlığı’na oyların yüzde 42.58’ini alarak yeni seçilen Belediye Başkanı Nihat Arda Şahin, seçimler sırasında halka verdiği; “Sapanca Gölü ve zümrüt tabiatına arsız yağma, ağır talan, kural tanımaz sömürüyü sokmayacağız” sözünü tuttu. Belediyeler Yasası’nın 63. ve 64. maddelerine dayanarak 5 büyük su fabrikasına “etiket okuyucu” takmak istedi.
★★★
Etiket okuyucu nedir?
Sapanca’daki fabrikaların şişeleyip bakkal-market pazarladıkları su hangi kaynaktan günde kaç litre çıkıyor, hangi pet ya da cam şişeye girip satılıyor. Fabrika sahipleri, kira sözleşmelerinde yazılan miktara uyuyorlar mı ya da uymayıp “sondaj yoluyla” Sapanca doğasının ve Sapanca halkının hakkını çalıyorlar mı?