Murat Çabas: Kuraklık kıtlığa dönüşmeden önlem alınmalı

0
462

Küresel ısınmanın zararlı etkilerinden dünyadaki tüm ülkeler gibi ülkemiz de ciddi manada zarar görüyor. Bir taraftan büyük yıkımlar gerçekleştiren depremlerle mücadele ederken, diğer taraftan küresel ısınmanın yol açtığı kuraklık, sel ve yangın gibi doğal afetlerle uğraşmak zorundayız.

Selin ne tür zararlar oluşturabileceğini Bozkurt’ta, son olarak da deprem bölgesinde Şanlıurfa ve Adıyaman’da gördük. Geçtiğimiz yaz ormanlarımız peş peşe yanmıştı, bu sene de benzer durumları belki de daha şiddetli yaşayacağız.

Bütün bu doğa olayları eğer gerekli önlemler alınırsa sadece bir doğa olayı olarak kalır, afete dönüşmez ama üç kuruşluk rant uğruna yine duyarsızlık gösterilirse emin olun ki zararları artarak devam edecektir.

Bugünkü yazımda özellikle kuraklık tehlikesi üzerinde durmak istiyorum.

Ülkemizde yaz kuraklığını geçtiğimiz yıllarda yaşadık ama kış kuraklığına bu derecede ilk defa şahit oluyoruz. Yeterince kar yağışı gerçekleşmediği için toprak suya doyamadı, suyla beslenemedi.

Kuraklık sadece içme suyunun azalması anlamına gelmemektedir, tatlı su kaynaklarının yüzde 70’inden fazlasının tarımsal sulamada kullanıldığı dikkate alındığında, kuraklık aynı zamanda tarımsal üretime büyük bir darbedir.

Kış geçmek üzere, ilkbahar mevsimini yaşıyoruz, normal şartlar altında ülkemizin dört bir yanındaki barajlar, göller, akarsular suyla coşması gerekiyor ama tam tersi, bazı istisnalar hariç hemen hemen hepsi dip seviyelerde…

Ve önümüz, oldukça kurak geçeceği ifade edilen yaz dönemi… Gerçekten de endişelenmemek mümkün değil… Önlemler alınmadığı takdirde kuraklık; tarımsal üretim yapamamak demek, bunun sonucu da gıda krizi ve kıtlık demek…

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz