Yoksulluğun özeti gibi bir olay anlatacağım. Hem de tam olarak hepimizi ilgilendiren bir konu. Patates ve soğandan bahsediyorum.
31 Mart yerel seçimlerinin hemen öncesinde Tarım Kredi Kooperatifi, tedarikçilerden 50 bin ton soğan ve 100 bin ton patates aldı. Neden?
Çünkü seçimler öncesinde “En azından patates soğanın fiyatını düşük tutalım da milletin öfkesi sandığa yansımasın” dendi.
Tarım Kredi Kooperatifi, soğanı tedarikçilerden 9 TL’ye alıp Toprak Mahsulleri Ofisi’ne (TMO) 12 TL’ye, patatesi de 18 TL’ye alıp yine TMO’ya 20.90 TL’ye sattı. Tarım Kredi kooperatifi bu satışta soğandan 125 milyon 500 bin TL, patatesten 250 milyon TL kazanç sağladı.
TMO ise zincir marketlere soğanı 6 TL’den, patatesi ise 9 TL’den sattı. TMO’nun 1 milyar 425 milyon TL zararı oluştu. Aslında TMO’nun vatandaşın lehine zarar etmesi anlaşılabilir bir durum. Ama öyle olmuyor.
Elde ürünler kalıyor. Bu sefer tedarikçilere dönüp “Elde kalan ürünü alın”diyorlar. Tedarikçiler almıyor. Onlar almayınca tedarikçilerin teminatlarını yakıyorlar. Tek bir teminatta 36 milyon TL’den bahsediyoruz. Bakın bu süreç seçimin hemen öncesinde yaşananlar. Hem kamu zarara uğramış hem de zincir marketler haksız kazanç elde etmiş.
İş savcılığa gidiyor. Zarara uğrayan TRK Agro şirketi başvurusunda, “Kamu kurumu niteliğindeki davalının taahhüt ettiği soğanları almayarak iç piyasaya sürmeyip çürümeye terk etmesi kamu zararına yol açması görevini kötüye kullanma suçunun oluşması için yeterlidir” diyor. Yetmiyor CİMER’e de başvuruyorlar. Sonuç? Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı takipsizlik kararı veriyor, CİMER’de de düz bir açıklamayla konu kapatılıyor.