Küresel ısınma mevsim, yağış döngülerini değiştiriyor. Bir bölgede kuraklık yaşanırken diğerinde 40 gün süren yağışlar felakete dönüşüyor. Ekim, hasat mevsimleri kayıyor. Bütün bu zorluklara bir de tarım politikalarındaki yetersizlikler, yanlışlıklar eklenince istikrarlı bir tarım yılı yaşamak mümkün olamıyor. EKONOMİ Gazetesi, bu yıl yine önemli tarım merkezlerinde ne olup bittiğini araştırdı.
İKLİM VE TARIM YAZI DİZİSİ
İklim nedenli en büyük kayıp Denizli yöresinde. Antakya’da mısır, Balıkesir’de domates ve çeltik, Edremit’te zeytin rekoltesinde kayıplar var. Adana kuraklıktan etkilenmedi ancak akaryakıt fiyatlarındaki artış tüm illerde en önemli şikayet konusu… Sulama ihtiyacı arttıkça maliyeti de artıyor.
Denizli’de yağışlar, afete dönüşünce arpa ve buğdayda en az yüzde 20 rekolte kaybı oldu. Kekikte de dekar başına kayıp yüzde 20’lere yakın ama bazı bölgelerde yüzde 80’lere ulaştı. Antakya’da Ziraat Odası Başkanı Mehmet Muzaffer Okay’ın verdiği bilgiye göre özellikle mısır üretiminde sorun var. “Akaryakıt zamları Hatay genelinde mısır başta olmak üzere tüm ürünlerini etkiledi. Mısırda girdi maliyetlerindeki artış, ayrıca fiyat politikası yüzünden büyük sıkıntı var. Çiftçi bu yıl mısır üretiminden imtina edecek” diyen Okay, il genelinde ürün bazında ‘kararsız’ bir dönem yaşandığını söyledi. Bandırma’da bahar aylarına kadar yaşanan kuraklık korkutmuştu ancak, marttan sonra bölge iyi yağış aldı. Bununla birlikte Manyas ve Gönen barajlarında su miktarının azalmasıyla birlikte bölgede çeltik başta olmak üzere domates ekimi yapılan köylere su verilemiyor olması da ürün kalitesi ve rekolteyi olumsuz etkileyecek. Edremit, zeytinde düşük rekolte bekliyor. Adana’da kuraklık etkisi yok, en önemli sorun akaryakıt fiyatları. Konya Ovası’nda ise temmuzdaki sıcak hava yeşil mahsullerin strese girmesine neden oldu. Bu da hasatta başta mısır olmak üzere verim kaybı olacağını gösteriyor.
DENİZLİ
MEVSİM NORMALLERİNİN ÇOK ÜSTÜNDE YAĞIŞ BÜTÜN ÜRÜNLERDE REKOLTEYİ ÇOK DÜŞÜRDÜ
Ziraat Odaları Koordinatör Başkanı Hadi Gemici: “Denizli’de yağışlar afete dönüştü. Uzun süren mevsimsiz yağışların hasat döneminde de devam etmesiyle arpa ve buğdayda en az yüzde 20 rekolte kaybı yaşandı. Kekikte düzensiz yağışlar dekarda yüzde 20’lere yakın verim kaybına neden oldu. Baklan-Bekilli-Çal üçgeninde 46 gün sürekli yağmur yağdı. Hava durumu bağlarda ilaçlamaya izin vermediği için mildiyö ve küllemeden dolayı tane oluşumu nadirleşen bölgede kayıplar ortalamada yüzde 80’lere ulaştı. Pamukta ekilişler gecikti. Meyve tutumu önceki yıllara kıyasla zayıf kaldı. Mevsimsiz yağışlar bitki besleme, ilaçlama giderini yüzde 20 artırdı. İşlerin gecikmesinin ardından işçilik giderleri de zamlandı. 350- 370 TL olan yevmiye 500 TL’ye çıktı. Mazota gelen yüzde 80’in üzerindeki zamlar çiftçinin kullandığı tüm girdileri artırıyor. Zamlar halen devam ediyor. Hasat dönemine kadar nereye varacağını bilmiyoruz. Bir yıl önce 80 TL olan bir dekar için biçerdöverciye ödenen para 160 TL’yi aştı. Tamamı eriyen desteklerin acilen revize edilmesi, çiftçinin sırtına yüklenen bu olumsuz durumun çiftçinin sırtından alınması gerekiyor. Çiftçinin primleri, maliyetleri gerçek anlamda hesaplanmalı ve en az yüzde 25 kar payı koyarak ürünlerin fiyatları belirlenmeli. Özellikle yeni gelecek olan pamuk, mısırda üreticinin yeni sezona çıkması mümkün değil. Yeni dönemde çiftçinin kullanacağı sertifikalı tohumda çiftçiye destek olunmalı.”
BALIKESİR
MANYAS VE GÖNEN BARAJLARINDA SU AZALDI, ÇELTİK VE DOMATES REKOLTESİNDE RİSK VAR
Bandırma Ticaret Borsası Yönetim Kurulu Başkanı Can Ata Tan: “Kışlık ekilişlerden olan buğday ve arpa gibi ürünlerin ekim döneminden bahara kadar ülkemiz uzun yılların en kurak dönemini yaşamıştı. Mart ayına kadar çok ciddi kuraklık endişesi ve rekolte kaybı öngörüsü mevcuttu. Ancak Mart-Nisan ve Mayıs ayları uzun dönemlerin en yağışlı periyoduna şahit oldu. Bahar aylarında artan yağışlar özellikle kışlık ekilişler için can simidi oldu. Kuraklık endişeleri kayboldu. Yağışlar; buğday, arpa ve ayçiçeği rekoltesini olumlu etkileyecek. Ancak bölgemizde yapılan sulu tarıma bağlı sebze üretiminde verim ve kalite sıkıntıları yaşanıyor. Özellikle domates ekiminde azalma var. Manyas ve Gönen barajlarında su miktarının azalmasıyla birlikte bölgede çeltik başta olmak üzere domates ekimi yapılan köylere su verilemiyor olması ürün kalitesi ve rekolteyi olumsuz etkileyecek. Kuraklıkla mücadelede çeşit geliştirme yanında koruyucu toprak işleme ve doğrudan ekim uygulamalarının yaygınlaştırılması hedeflenmeli. Mazot fiyatlarındaki artış üretim maliyetlerini artırarak, üreticilerin önümüzdeki yıl üretimden vazgeçmelerine sebebiyet verebilir. Üreticilerimizin mağdur olmaması ve üretime yönelebilmesi için 2023 yılı mazot desteklerinin artırılması, geçen yıl olduğu gibi ödemelerin erkene çekilmesi için çalışma yapılmalıdır. Devamlı artan talebin karşılanamaması, gıda fiyatlarında artış getirecek ve buna bağlı enflasyon yükselecek ve vatandaşlarımızın alım gücü azalacaktır.”
“ZEYTİN BU YIL YOK, HASAT DÖNEMİNDE DÜŞÜK REKOLTE BEKLİYORUZ”
Edremit Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Çetin: “Bir var bir yok yılı yaşayan zeytin bu yıl yok. Son dönemde ÖTV artışı ile yükselen akaryakıt fiyatları, girdi ve işçilik maliyetleri ile bu yıl daha düşük rekolte bekliyoruz. Ayrıca, dökme zeytinyağı ihracatına getirilen fon kaldırılmalı. Türkiye’de zeytinyağında tüketimden çok üretim var. Yaşanan üretim fazlalığını ihracatta en iyi şekilde değerlendirmeliyiz. Kutulu ihracatta kota var. Dökme ve varilli zeytinyağı ihracatına getirilen 20 sent fonun bir an evvel kaldırılması gerekiyor. Dökme zeytinyağında böyle bir kesinti olması zeytinyağının değerlendirilmesinde ihracatçıyı sıkıntıya sokuyor”