Dünya yıkılacak, yerle bir olacak. Uzak geleceğin ütopyası gibi aksettirilen pek çok bilimsel öngörü kartopu hızıyla kapımızı çaldı. Gezegenin koşulları insan yaşamı için elverişliliğini kaybediyor.
Akbelen’de maden için sayısız ağaç kesiliyor. Herkes teyakkuzda, diğer taraftan yediklerimiz, giydiklerimiz, hatta hobilerimiz için her an binlerce ağaç yok ediliyor.
Üzerinde keyifle hasbihal ettiğiniz mobilyalar, okumaya doyamadığımız dergiler, hava attığımız hızlı tekstil, sözde çevreci otel zincirleri bizim görmediğimiz işitmediğimiz zamanlarda ağaçların kesilmesine neden oluyor. Tarım arazilerine inşa edilmiş plazalarda ev satın alırken arazinin seceresini umursamıyoruz.
Orman rezervlerinde yükselmiş ofislerimizde çevreci antlaşmalara imza atarken olanı biteni yok sayıyor, sürdürülebilirlik imajımızı perçinliyoruz. Taki günah kapımızı çalana dek. Günlük rutinlerimiz iklim günahlarıyla örülü.
Her birimiz kendi çapında greenwashinglerle geleceğe felaket ekiyor. Yaşamak başlı başına gezegene külfet. Maden çıkaracak şirketin üst düzey yöneticisi, çevreyi korumayı misyon edinmiş STK’nın yönetim kurulunda. Amerikan lobi ekolünün klasik yeşil yıkama tekniği; “çevreci STK’lara finansman desteği sağla, balolarda boy göster, arka planda işleri yürüt.”
Veren memnun, alan mahçup. Yaşam maliyetimizin sorumluluğunu sadece görünür zararlar ortaya çıktığında alıyor, kapalı kapılar ardında “köy yanarken kimileri saçını taramaya devam ediyor.” Kemerköy ve Yeniköy Termik santralleri bölge turizmi için enerji üretiyor. Yer altı ve yer üstü kaynaklarımızı doğaya dost teknolojilerle işleyip değer yaratmak, doğanın her bir unsurunu ağacı, çiçeği, her bir canlıyı korumak zorundayız.
Bölgede maden arama sonrası orman rehabilitasyonunu takip etmek bizim sorumluluğumuz. Geçtiğimiz hafta yayınlanan Türkiye Bankalar Birliği Tarım Sektörü Raporu ile tarımdaki verimsizlik, yanlış girdi kullanımı bir kez daha ortaya çıktı. Dünyanın bedduaya boğduğu Hitler, bir taraftan gezegenin gördüğü en büyük soykırımı yaparken diğer taraftan vatan topraklarını iyileştirecek vizyonerlikle, dünyanın organik madde miktarı en yüksek topraklarına sahip Polonya’dan ülkesine tırlarla toprak taşıyordu.