Sosyal medya günlerdir, “İklim Kanunu” üzerine yazılmış/çizilmiş/seslendirilmiş yalan/yanlış/hurafe bilgilerle kaynıyor. Elti/emekli/aile guruplarının popüler gönderisi İklim Kanunu ile ilgili “tarım yasaklanacak, küçük çiftçiler ortadan kaldırılacak, ormanlar tahrip edilecek, ata tohumu ektirilmeyecek, su kullanımı yasaklanacak, bahçeye elma ağacı dikilemeyecek, köylünün toprağı elinden alınacak” gibi cehaletle örülü bilgisizlik ürünü açıklamalar.
Kimsenin kanunu okuduğu, anladığı yok. En büyük bilgilendirme kirliliğinin sözde entelektüellerden gelmesi Türkiye’nin zihin berraklığı ve manipülasyonun dozu açısından çok yazık. Maksat “ata tohumu yasaklandı, topraklarımızı elimizden alacaklar” paylaşımlarının yarattığı sansasyondan nemalanmak, çevreye duyarlı birey algısını perçinlemek.
İklimin kanunu var hakkaniyeti yok
İklim Kanunu’nunda ne var. Sanayide karbonu azaltma yerine “Emisyon Ticaret Sistemi” ve “Karbon Kredilendirme Mekanizmaları” gibi piyasa temelli çözümler var. Türkiye’nin en önemli kaslarından tarım ihracatı ve çeşitli endüstrilerin Paris İklim Anlaşması’na uyumu, ihracata kan kaybettirmeme hedefi var. Muhalefet şerhine göre, kanunun hedefinde, “AB’nin Sınırda Karbon Düzenlemesi (CBAM) nedeniyle yüksek emisyonlu ürünlere gelecek yüksek vergi yükünü hafifletebilmek için yerli sanayinin karbon kredileriyle süreci yönetebilmelerinin altyapısını düzenlemek. Karbonu alınır satılır meta haline dönüştürecek süreci “Yeşil Makyaj” yaparak yasallaştırma çabası” var. Parasını ödediğin sürece kirletmeyi meşrulaştırmak, küçüklere sahneden inin, ölçek ekonomisi olmadan yaşamak zor demenin yasal yolları var. Karbon kanununun mantığı da bu zaten ceza vererek karbon düşük üretimi, satın almayı destekleyecek motivasyonu yaratmak.” Kanun, kötü niyetli mi hayır, iklim kaynaklı tarımda, toplumsal yaşamda ortaya çıkacak olumsuzlukları yönetmeye yarayacak çözümler var mı hayır.
İklim kanunu değil “karbon emisyon ticaret kanunu”
Dem Parti’ye göre “İklim Kanunu, iklim felaketi kaynaklı sorunlara çözüm getirmekten çok uzak. İş dünyasının iklimle ilgili sorunlarına çözümler üreten uygulama ve yaptırımlarla dolu, bir bakıma göz boyama. İsmi “Karbon Emisyonu Ticaret Kanunu” olmalıydı.