En iyisi siz, o diyarlara gidip, bu lezzetli yemekleri sıcak sıcak yiyin. Aklınızda olsun: Lezzetli sofranın çözemeyeceği bir sorun yoktur!
Kürt mutfağı (Görsel, yapay zekâ ile oluşturuldu)
Sanıyorum önümüzdeki günlerde en çok duyacağınız kelime, “Kürt” olacak.
Kürt aşağı, Kürt yukarı… Herkes konusuna göre, bir şekilde bu kelimeyi telaffuz edip, söyleme bir katkı verecek!
Tabii ki bu konuda bizim de bir iki lafımız olacak. Ama bizim laflar, Kürt kelimesinin lezzetli yanını anlatmaya çalışacak.
Yani bu hafta, “Doğu Anadolu”nun, damakları şaşırtan yemeklerinden söz edeceğiz!
Doğu Mutfağı, medyanın merkezinden biraz uzakta olduğu için damaklardan da uzakta kalmıştır. Ben bile bu lezzetli diyara üç dört kereden fazla uğrayamadım.
Ayrıca oralara gitseniz bile, o zengin mutfağın ürünlerini tadacak mekanları bulmakta zorlanırsınız. Çünkü bu yemekler, çoğunlukla ev mutfaklarında pişerler.
Doğu Anadolu mutfağı, bir Ortadoğu sentezidir. Onun için de damakları çatlatır!
Doğada yetişen her şey mutfakta yerini alır. Kimi ızgarada cızırdar, kimi tencerede fokurdar, kimi kuyularda terler, kimi de çiğ çiğ mideye gider.
O mutfakta, İran, Arap, Ermeni, Azeri yemeklerini, Süryani lezzetlerini, Türk mutfağını, tüm bu mutfakların karışımından oluşan yorumları bulmanız mümkündür.
Bu mutfak aklınıza düşünce, gözünüzün önünden et ağırlıklı yemekler geçecektir.
Doğrudur ama eti abartmamak gerekir.
Etin yanı sıra tahıl, sebze, süt ürünleri de kıran kırana süren lezzet kavgasında yer alırlar.
Ya otlar?
Yüzlerce ot ve çiçekle kaplı yüce dağlar, Doğu Anadolu mutfağına önemli malzemeler sağlarlar.
Biz de ot deyince akla hemen Ege mutfağı üşüşür.
Halbuki Doğu mutfağı, otun en çok kullanıldığı yerdir.
Bence bu mutfak, sıkı bir vejetaryen mutfağıdır. Çünkü en lezzetli ot ve sebze yemekleri bu bölgelerde pişirilir.
Van, ot konusunda ön sırada yer alır. Sirma, mendi, siyabo, çekir dikeni, kuzukulağı, gıcırtkan, kuş pepesi, çireş otu, ısırgan otu, yarpuz, boğa dikeni, evelik, kazayağı, ışkın…
Bunların bazıları peynir yapımında kullanılır. Örneğin sirma denen yabani sarımsakla yapılan peynirin lezzeti dillere destandır.
Kazayağı ile yapılan ayranaşı çorbasını içmeye doyum olmaz. Kenger denen dikenden yapılan borani yemeğini kaşıklamaya doyamazsınız! Hem yemeklere tat veren hem çay gibi demlenerek içilen dağ kekiğinin lezzeti şaşırtıcıdır. Çireş otu ile yapılan pilav yörede çok sevilir.
Yılandili, kurutulup hem salatada hem çorbalarda kullanılır. İnekdili otu ile yapılan salatanın lezzeti insanı çok mutlu eder.
Işkın ise başlı başına bir lezzet abidesidir. Bu ekşi bitki, tıpkı salatalık gibi soyularak seyyar arabalarda satılır. Yiyeni ferahlatır, hastalıklara karşı koruduğuna inanılır. Hele ışkınlı yumurtanın ekşili tadı damakları şenlendirir.
Ben ‘ışkın’ı rakının yanına da çok yakıştırırım.
Şiveydiz, pirpirim salatası, öcce, her sofrada çeşitli kılıklarda bulacağınız yeşilliklerdir. ‘Mor reyhan’ın girmediği yemeğin adını söyleyemezsiniz.
Bu mutfağı biraz da doğa koşulları biçimlendirir. Her mevsimin lezzeti ayrıdır.
Bu nedenle Doğu’da kış, yazdan başlar.
İnsan boyu karların kapattığı yolları aşmak zor olduğu için, evin kadını yazdan kolları sıvar. Bitkileri kurutur, kavurmayı tenekeye basar, yufkaları bir köşeye yığar.
Doğulu kadınların şu özdeyişi aslında işi özetler:
“Baharda koyun, kuzu, sonbaharda üzüm, kışın ise ben varım.”
Üzüm dedik de!.. Türkiye’nin en kaliteli şaraplık üzümlerinden olan Boğazkere ve Öküzgözü, bu toprakların çocuklarıdır.
Türkiye şarapçılığının gözbebeği olan bu üzümlerin tadını, en çok Süryani vatandaşlar çıkartır. Her Süryani evinin mutfağında birkaç küp, ev yapımı şarap bulabilirsiniz.
Ot, sebze dedik ama, eti bir kenara atmak haksızlık olur.