Mavi denizlere değil binlerce dönüm bağdan oluşan yeşil denizlere nâzır yeni bir turizm akımı büyüyor, tesisleri de çoğalıyor. Tıpkı İzmir’deki bağ manzaralı Les Bungalows gibi…

İzmir-Torbalı’daki bağ manzaralı 20 bungalovdan oluşan “Les Bungalows” , şarap turizminin en yeni adresi
30 Mayıs Pazar akşamı İzmir’in Torbalı ilçesindeki Lucien Arkas Bağları’nda tatlı bir telâş hüküm sürüyordu. Cep telefonlarının ekranlarından sık sık meteorolojiye bakılıyor, arada heyecanla bazı yerler aranıyor, sık sık gökteki kara bulutlar gözleniyordu. Zira o akşam İzmir’in son zamanlarda gördüğü en ilginç davetlerden biri vardı. LA Bağları’nın içinde kurulan butik konaklama üniteleri “Les Bungalows”lar açılıyordu ve bütün İzmir sosyetesi açılışa davetliydi. Terastaki hoşgeldiniz kokteylinin ardından bağların içine inilecek, asmalar arasına serpiştirilmiş koltuklardan bağın tam ortasındaki dev sahneden İzmir Filarmoni Orkestrası’nın konseri dinlenecekti. Orkestranın şefi de sırf bu davet için bir gün önce New York’tan gelen ünlü maestro Gürer Aykal’dı.
Neyse ki sık sık atıştıran yağmur insafa geldi, tam da konserden birkaç dakika önce durup konser sonuna kadar da konuklara izin verdi. Evsahibi Lucien Arkas gülümseyerek “Her şeyi elden geldiğince en iyi hazırlamaya çalıştık, yukarıya ise sözümüz geçmiyor” diyordu ama dilekleri göğün yüce katlarına ulaşmış gibiydi.
Merve ve Lucien Arkas bungalovlarının yanında bir de İtalyan restoranı açtılar
İnceliklerle dolu davetin ardından bir grup gazeteci bungalovlarda kaldık, ertesi sabah Lucien Arkas ve eşi Merve Arkas’tan yatırımın öyküsünü dinledik. Lucien Bey, “Restoran hizmeti verdiğimiz ve toplantılar ile düğünlere evsahipliği yaptığımız bağlarımızı gezenler konaklamayı da istiyorlardı. Sağolsun eşim de konuya el atınca bu işe giriştik” dedi. Merve Arkas da, “13 dönüm üzerine 75 ila 200 metrekare büyüklüklerinde 20 bungalov yaptık. Bağların içindeki La Mahzen restoranımızdan başka bungalovlara özel, dışarıdan da sadece rezervasyonla gelinecek Montiano Restaurant’ımızı hizmete açtık. Amacımız tadımların yanı sıra yoga seansları, bisiklet turları, yürüyüş rotaları ve arazimizdeki tümülüs ile yakınımızdaki Metropolis antik kenti keşifleriyle zengin bir paket sunmak…” diye ekledi.
1.200 dönümü bağ altındaki araziye son yıllarda 33 bin de zeytin ağacı dikilmiş, elektriğin tümü güneş panelerinden, suyun yüzde 80’i de arazinin kuyularından elde edilir olmuştu. Kısacası “sürdürülebilir” bir agro-turizm için pek çok şey hazır gibiydi.
Antalya-Elmalı’daki Likya Şarapları’nın geçen yıl açtığı Wiyana Wanda oteli büyük ilgi görüyor
Bağ otelleri düzineye yaklaştı
Türkiye’de bağları gezmek, şaraphanelerde tadımlar yapmak ve oralarda kalmak denince akla nedense hep sonbahardaki bağbozumu zamanları geliyor. Oysa sadece bizde değil dünyada da bağları gezmenin ideal mevsimi asmaların uyandığı, çiçek açıp tomurcuklandığı bahar ve ilkyaz ayları… Bağbozumu zorlu bir dönem; bağcılar ve şarap üreticileri istim üstündeler. Boş vakitleri olmuyor, gezginleri acemi birilerine havale edip işlerine dönüyor, çoğu kez de içlerinden “Fazla kimse ayakaltında dolanmasa bari…” diye geçiriyorlar. Bahar ve yaz başlarında ise üreticinin zamanı bol. Konuklarıyla sakince ilgilenebiliyor, ona incelikli tadımlar yaptırabiliyor, bir önceki hasatın taze şarabını da fıçıdan ya da tanktan sunabiliyor. Şarapseverler için güzel havalarda gezmenin kolaylığı da cabası. Ne de olsa sonbahar, yağmur mevsimi…