COP29, dünyaya krizi çözme vaatlerini sıralayacak. Fosil yakıt kullanımını artırmayı planlayan aktörlerin iklim krizini nasıl çözecekleri ise bir soru işareti.
Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Konferansı (COP29) 11-22 Kasım tarihlerine Azerbaycan’ın Bakü şehrinde gerçekleştirilecek. Kapitalizmin aşırı üretim ve tüketim hedefi, küresel ısınma ve iklim krizine sebep olurken Azerbaycan Bakü’de bir araya gelecek olan ülkelerle sermaye grupları yarattıkları bu soruna çare bulma iddialarını COP29’la güncelleyecekler.
COP29 zirvesinin başkanı Azerbaycan’ın devlet petrol şirketi olan SOCAR’da 26 yıl üst düzey yönetici olarak çalışmış olan Muhtar Babayev olurken, ülkenin dışişleri bakanı Yalchin Rafiyev ise zirvede baş müzakereci olarak bulunacak. Zirvede SOCAR Türkiye de yer alacak. COP29 İklim Zirvesi’nde yapılacak etkinliklerde bakanlıklar, yerel yönetimler, Birleşmiş Milletler’e (BM) bağlı ajanslar ve şirketler çeşitli sunumlar, toplantılar düzenleyecek. Türkiye fuar çadırında ise SOCAR Türkiye “Sürdürülebilirlik ve İklim Değişikliği” başlığı ile bir sunum gerçekleştirecek.
Bugün gelinen noktada ise zirvelerde bir araya gelenlerin iklim krizinin çözümüne yönelik taahhütlerini hayata geçirmedikleri, iklim aktivistlerini sürecin bir parçası yapmadıkları görülüyor. İklim krizinin temel çözüm yollarından biri fosil yakıt kullanımının azaltılması olarak öne çıkarken Azerbaycan’ın SOCAR şirketi önümüzdeki yıl fosil yakıt çıkarma hedeflerini artırdığını açıkladı. ABD hükümetinin Uluslararası Ticaret İdaresi verilerine göre, petrol ve gaz üretimi Azerbaycan’ın geçtiğimiz yılki ihracat gelirinin yüzde 92,5’inden fazlasını oluşturuyor. Azerbaycan, önümüzdeki 10 yılda fosil gaz üretiminde artış hedefliyor. Petrol ve gaz şirketi SOCAR ile ortakları, ülkenin yıllık gaz üretimini 37 milyar metreküpten 2033 yılına kadar 49 milyar metreküpe çıkarmayı planlıyor. COP29’un ev sahibi Azerbaycan’ın iklim eylem planı, ülkelerin iklim politikalarını ve hedeflerini analiz eden bir araştırma platformu olan İklim Eylem Takipçisi (Climate Action Tracker–CAT) tarafından ise “ciddi derecede yetersiz” olarak değerlendirildi.
∗∗∗
COP’LAR GÜVENİLİRLİĞİ KAYBETTİ
Beykent Üniversitesi’nden iklim hareketleri üzerine çalışmalar yapan sosyolog Dr. Öğretim Üyesi Burak Kesgin, COP29 zirvesinin iklim krizini çözme iddiasını yorumladı. Kesgin, “COP zirveleri, vaatlerini ve muğlak olan taahhütlerini gerçekleştirmek konusunda güvenilirliği kaybetti. Bu güven sorunu temelde zirvelerde söylenenler, konuşulanlar ve söz verilenlerle yapılanlar arasındaki farklar nedeniyle ortaya çıktı. Bu zirveler beklentileri hiçbir zaman tam olarak karşılamadı” dedi. Kesgin şu ifadeleri kullandı: “Devletler ve hükümetler bu tip zirvelerde verdikleri bağlayıcılığı, yaptırımı olmayan sözler ve taahhütleri kendi ekonomik öncelikleriyle ve pratik gereksinimleriyle örtüştüğü ölçüde uygulayacaklar. Özellikle konu refahtan fedakarlığa gelince birçok ülkede siyasiler iklim krizine ilişkin sözlerinden ve taahhütlerinden cayma ya da onları erteleme noktasında kendi kamuoylarını ikna etmekte zorlanmıyorlar. İlkeli ve sözlerine uymak konusunda çabalayan ülkeler var ancak geçmiş bize ekonomik ve siyasal konjonktürün genelde kısa vadeli düşünen siyasilerin asıl önceliği olduğunu gösteriyor.”
ÇIKAR GRUPLARI ÇÖZÜM İSTEMİYOR
İklim hareketleri ve çıkar grupları arasındaki ilişkiyi yorumlayan Kesgin şöyle konuştu: “İklim krizi, yani ‘küresel ısınma’ gündeme gelir gelmez başta fosil yakıt endüstrisi olmak üzere bu yakıtların kullanımının kısıtlanması ya da bu yakıtların kullanılmasından vazgeçilmesi yüzünden zarara uğrayacak çıkar çevreleri sistematik bir direnişe geçtiler. İklim değişikliği inkarcılığı bu çevreler tarafından yaratılan ve fonlanan bir karşı hareket olarak siyasileri ve kamuoylarını iknaya çalıştı ve iklim hareketini frenlemek konusunda başarılı da oldu.