Turist satışlarıyla birlikte 3-4 milyar dolarlık ihracat değeriyle net ihracatçı konumunda bulunan Türkiye deri sanayi, hammadde ihtiyacının yüzde 15’ini kurban derilerinden karşılıyor. Ekonomiye 5 milyar TL katma değer yaratan kurban derilerinde potansiyelin daha yüksek olduğu vurgulanıyor.
Ham deri ihtiyacının yüzde 15’ini kurban derilerinden karşılayan Türkiye deri sanayi, fire oranının azaltılarak payın daha yukarılara taşınmasını istiyor. Kurban Bayramı’nda kesilecek hayvanlardan doğru kesim, yüzüm ve saklama işlemleriyle elde edilecek derilerin sektöre kazandırılması için gerekli önlemlerin alınmasını talep eden sektör, elde edilen ham derinin endüstride kullanılacak şekilde gelmesini bekliyor.
Uluslararası Deri Sanayicileri Konseyi (ICT) Başkanı ve Türkiye Deri Sanayicileri Derneği (TDSD) Yönetim Kurulu Başkanı Burak Uyguner, bayramda elde edilen derilerin Türkiye ekonomisine yaklaşık 500 milyon TL katkı sağladığını açıkladı. Ham derinin işlenip ayakkabı, çanta, ceket gibi katma değerli hale getirilmesiyle bu rakamın 5 milyar TL’lere kadar çıktığını kaydeden Uyguner, “Ham deriden bitmiş ürüne yaklaşık 10 katı kadar bir değer katıyor” dedi. Her yıl kurban derilerine olan ihtiyacın yüzde 20 ile 30 arasında artış gösterdiğine dikkat çeken Uyguner, “Alt sektörlerimizin de büyümesiyle ihtiyaçlarımız daha da artıyor” diye konuştu. Türkiye Deri Konfeksiyoncuları Derneği (TDKD) Yönetim Kurulu Başkanı Fatih Dursun da fire oranı yüksek olduğu için aslında Kurban Bayramlarının potansiyelinin gerisinde bir kaynak oluşturduğunu söyledi. Dursun, “Kurban Bayramı’ndaki derilerin önemli ölçüde kayda girmesinde ve ticarileşmesinde sorunlarımız bulunuyor. Bu da sektörün bu derileri kullanmasına engel oluşturuyor. Potansiyelinin tam hakkını verebilmek için mezbahanelerin, kamu idaresinin, sivil toplum kuruluşlarının biraz daha yakın çalışması ve geliştirilen standartlara uygun ilerlemesi gerekiyor” dedi.
Et tüketimi az, hammadde yetersiz
Özellikle deri konfeksiyon açısından bakıldığında hammadde tedarik yetersizliğine işaret eden TDKD Başkanı Fatih Dursun, “Çünkü konfeksiyon için uluslararası piyasada kabul gören katma değeri yüksek ham deri konusunda çok iyi değiliz. Deri doğrudan deri giyim için veya ayakkabı için üretilen bir hammadde değil. Deri et tüketimiyle birlikte kendiliğinden ortaya çıkan bir yan ürün. Ve bizim deri sektörü bu ürünü kullanarak ilerliyor. Dolayısıyla o sektörün sıfır atıkla çalışmasını sağlayan bir mekanizmayız. Bu noktada Türkiye’de kişi başı gelir, et tüketimi sınırlı olduğu için dışa bağımlılığımız var” yorumunu yaptı. Esnek üretim, uygun fiyat avantajı Deri sektörünün direkt ve turist satışlarıyla 3 ila 4 milyar dolar arasında döviz kazandıran bir sektör olduğunu ifade eden Dursun, şunları söyledi: “Özellikle deri konfeksiyon ürünlerinde güçlü bir imajımız var. Gerek Avrupa’dan gerek Rusya’dan gerek Orta Doğu’dan gelen turistler açısından. Dolayısıyla turizm kanalıyla satışlarımızdan önemli bir döviz kazandırma aracı olduğunu söyleyebiliriz. Ayrıca komşu ülkemiz Rusya başta olmak üzere doğu bloku ülkeleri gerek iklimleri nedeniyle gerekse Türk ürünlerine karşı büyük ilgileri ve kabulleri sebebiyle önemli bir pazarımızı oluşturuyorlar.” Emek yoğun bir sektör olduğu için saraciye, çanta, deri giyim ürünlerini istenilen zamana hazır etme konusunda sektörü oldukça başarılı olarak nitelendiren Dursun, “Avrupa Birliği ülkeleri için de esnek üretim imkanları ile kısa sürede uygun fiyatlı ürünler sunabiliyoruz. Önemli pazarlardan birisi de Amerika. Özellikle Kuzey Amerika. O tarafı son yıllarda hedefledik. Oranın çok çok büyük potansiyeli var ve oralarda daha gidilecek çok yolumuz bulunuyor” dedi.