Sirke 5. yüzyıldan sonra tam bin yıl boyunca tüm coğrafyalarda üretilen, günlük yaşamda çok yönlü bir ürün olarak kullanılan ana ihtiyaç malzemelerinden biri olmuş.
Geçen hafta medeniyetinin kendisi kadar eski olan sirkenin binlerce yıl öncesinden beri bilindiğini, doğadan toplananlarla hazırlanan türlü çeşitli sirkelerin bazen şifa bazen de gıda amaçlı olarak kullanıldığını yazmıştım.
Bu defa farklı sirke yapım tekniklerinin ve kullanım alanlarının Orta Çağ sonrasındaki hikâyesini anlatacağım ama bir önceki çalışmama atıfla tarih öncesi geçmişiyle ilgili kısa bir hatırlatma yapmak istiyorum.
Genel kanı o ki, sirke muhtemelen ilk olarak şaraptan yapılmış. Bu tanımın geleneksel olarak benimsenmesinden olsa gerek sirke, “ekşi şarap” anlamına gelen Eski Fransızca “vinaigre” kelimesinden türemiş; İngilizceye “vinegar” olarak geçmiş.
Fransızcaya “ekşimiş şarap” olarak geçen sirke, binlerce yıldan beri farklı coğrafyalarda üretilmekte
Sirke, Uzak Asya, Mezopotamya ve Anadolu medeniyetleri tarafından da üretilerek yoğun olarak kullanılmış, “ekşi bira” olarak adlandırılmış; çok yönlü kullanımı nedeniyle “fakirin şarabı” olarak değerlendirilmiş.
Antik Yunan’da zengin ya da fakir olsun her kesim için en yaygın içecek, “oksikrat” olarak adlandırılan “su, sirke ve bal” karışımı olmuş. Denilebilir ki, Eski Yunan’da sirke genel olarak ilaç olarak kullanılmış.
Sirke Orta Çağ boyunca ilaç olarak da kullanılmış
Roma İmparatorluğu zamanında sokaklarda satılan su ve sirke karışımı olan “posca” içilmiş. “Ekşi şarap” olarak da anılan sirke Antik Roma’nın günlük yaşamında önemli bir yer tutmuş.