1 Eylül’de “vira bismillah” diyerek açılan avlanma sezonu 15 Nisan itibarıyla sona erdi.
Yedi buçuk aylık sezondan ne balıkçılar ne de tüketiciler umduğunu bulamadı desek yeridir.
Zira tezgâhlarda her geçen yıl avlanan balık miktarı ve türleri azalırken, maliyet ve fiyatlar tüm hızıyla artmaya devam ediyor.
Haliyle de üç tarafı denizlerle çevrili Türkiye’de su ürünlerinin geleceği ve sürdürülebilirliği tartışma konusu oluyor. Biz de bu vesileyle avlanma sezonunun sonunda sektörün karnesine bir göz atalım istedik.
En son söyleyeceğimizi baştan belirtelim; karnedeki zayıfların sayısı her geçen gün artıyor. Böyle giderse sınıfı geçmemiz çok zor. Bu kanıya varmamızda Bandırma Onyedi Eylül Üniversitesi Denizcilik Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mustafa Sarı ile gerçekleştirdiğimiz sohbetten çıkardığımız notların payı büyük.
Prof. Dr. Mustafa Sarı’nın tespit ve uyarılarına kulak vermekte fayda var.
Balık yetiştiriciliği avcılığı ikiye katlamış durumda
Hocam nasıl bir sezon geçirdik? Geride bıraktığımız sezonda denizlerde en çok hangi balıklar avlandı, hangi türler azdı? Beklentiler karşılandı mı?
Beklentilerin karşılandığını pek söyleyemem. 2023-2024 av sezonu Akdeniz ve Ege’de son 5 yılın ortalamasına paralel bir seyir izlerken, Marmara Denizi’nde hamsi ve istavrit dışında verimli bir avcılık gerçekleşmedi. Sardalya beklenenin altında kaldı. Karadeniz’de hamsi, istavrit ve mezgit dışındaki türlerde ciddi azalma gözlendi. 1 Eylül’de açılan sezonun başında deniz suyu sıcaklıklarının yüksek olması, Karadeniz’den Marmara Denizi’ne ve oradan da Ege’ye doğru gerçekleşmesi gereken büyük balık göçünü geciktirdi; hatta bu göç tam manasıyla yaşanmadı. Bu yüzden sezon başında palamut, uskumru ve kolyoz gibi türlere ilişkin beklenti gerçekleşmedi. Örneğin önceki sene çok bol miktarda palamut avlanmıştı ama bu sene sezonun başından itibaren palamut neredeyse hiç çıkmadı. Az sayıda balıkçı kısa süre Marmara Denizi’nde palamutun daha büyüğü olan torik ile karşılaştı. Sezon başında bütün filo Marmara Denizi’nde bol av veren hamsiye yoğunlaştı.
Marmara Denizi’nde hamsinin bol olmasının sebebi neydi?
2023 yılı şubat ayı sonunda balığın küçük olmasına bağlı olarak Marmara Denizi’nde yasaklanan hamsi avı, bu sezon bolluğun nedeni olarak değerlendiriliyor. Çünkü o korunan hamsilerin büyüme, çoğalma imkânı oldu. Öte yandan mezgit ve karides avcılığı beklenenin altında gerçekleşti. Lüfer avcılığının da beklentiyi karşılamadığı söylenebilir. Özetle fotoğrafın tamamına baktığımızda durum iç açıcı değil.
Mevsim normallerinin üzerinde seyreden sıcaklıkların balık göçlerinde ezberleri bozduğundan bahsediyorsunuz… İklim değişikliğinin olumsuz etkileri karadan daha hızlı bir şekilde denizlerde mi hissedilmeye başlandı?
2023 yılı içerisinde deniz sıcaklıklarında 50 yılın rekoru kırıldı. Deniz suyu sıcaklıkları şu an çok yüksek seviyelerde… Karadaki sıcaklıkların yükselmesiyle denizlerdeki sıcaklıkların yükselmesi arasında ciddi bir fark var. Toprak sudan 5 kat daha az ısı enerjisi depolayabiliyor. Tersinden söylersek su toprağa göre 5 kat daha yavaş ısınıyor; öyle olunca da su yavaş soğuyor. Geçmiş yıllardan birikerek bugüne kadar gelen deniz suyu sıcaklıklarındaki artış topraklardan, karadan farklı olarak denizleri çok fazla etkiliyor. Balıkların biyolojik saatini tetikleyen parametrelerin en başında deniz suyu sıcaklığı geliyor. Sonbaharla birlikte sular soğuyacak ki Karadeniz’de yoğun şekilde beslenmeye çıkmış olan palamut, uskumru ve kolyoz gibi türler Marmara’ya, boğazlara ve oradan da Ege’ye doğru geçebilsinler. Su soğumayınca o biyolojik saat çalışmıyor. O yüzden iklim değişikliğinin etkilerini her zaman denizlerde karalardakinden daha fazla görüyoruz.