Hakan Yüksel: Gıda terörünü durdurmanın en etkili yolu

Gıda kaynaklı hastalıklar, dünya genelinde giderek artan bir sorun haline gelmiştir. Gıdalarda bulunan zararlı bakteri, virüs, parazit veya kimyasal maddeler, ishalden kansere kadar 200’den fazla hastalığa yol açabilmektedir. Sağlıksız gıdalar nedeniyle her yıl yaklaşık 2 milyon insan hayatını kaybetmektedir. Ayrıca, gıda terörü her sektörde farklı riskler yaratmakta ve ulusal gıda güvenliğini tehlikeye atmaktadır. Beslenme ile ilgili hastalıklar, sağlık sistemine yük olmakta, sosyo-ekonomik gelişmeyi engellemekte, turizm, ticaret ve ulusal ekonomiye zarar vermektedir.

Tarım, gıda ve hayvancılık sektörlerinin, bu sektörlerden elde edilen gıda ürünlerinin üretiminden tüketime kadar olan aşamalarda halkın (tüketicinin) kendi denetimini yapmasını teşvik etmeliyiz. Bu sayede bakanlığımızın gıda denetiminin daha kolay, daha etkin ve daha ucuz olacağına inanıyoruz. Gıda terörünü önlemenin yolu, Tarım ve Orman Bakanlığı’nın denetimlerini artırmasının yanı sıra vatandaşların bilinçli ve dikkatli tüketiciler olmalarından geçmektedir.

Gıda terörüne karşı mücadele edecek, kendisi, ailesi ve toplumu için sağlıklı ve güvenilir gıda seçimleri yapacak bireyler yetiştirerek, halk sağlığını korumak ve geliştirmek için gıda güvenliği konusunda bilinçli ve duyarlı bir toplum haline gelmeliyiz. Toplumumuza yüz yüze, sosyal medya ve diğer medya araçları üzerinden gıda güvenliği ile ilgili temel bilgiler, gıda üretimi ve tüketimi süreçlerinde dikkat edilmesi gereken noktalar, gıda denetimi ve kontrolü yaparken kullanılacak yöntemler ve araçlar hakkında eğitimler verilmelidir. Farkındalık düzeylerini artırmak ve gıda güvenliği konusunda toplumsal bir hareket başlatmak için çeşitli etkinlikler, kampanyalar ve paylaşımlar yapılmalıdır.

Gıda güvenliği, gıdaların üretiminden tüketimine kadar olan süreçte insan sağlığına zarar vermeyecek şekilde üretilmesi, işlenmesi, muhafaza edilmesi, taşınması ve sunulmasıdır. Gıda terörüne karşı mücadele etmek, küresel gıda ticaretini düzenlemek, üretim ve tüketim arasındaki eşitsizlikleri azaltmak, yeni teknolojilerin sektöre girişini kontrol etmek ve gıda kaynaklı hastalıkları önlemek için hayati öneme sahiptir. Gıda güvenliği, sağlık sisteminin yükünü hafifletmek, sosyo-ekonomik gelişmeyi desteklemek, turizm, ticaret ve ulusal ekonomiyi korumak açısından da gereklidir. Ancak, ülkemizde bu konuda yeterli bilinç ve duyarlılık maalesef yoktur. Tarladan sofraya kadar olan zincirin her halkasında toplumsal sorumluluğumuzun farkında olmalıyız. Gıda güvenliği ile ilgili eğitim, bilgi ve farkındalık kazanmak şarttır.

Gıda denetimi, Tarım ve Orman Bakanlığı’nın ilgili birim ve yetkililerinin sorumluluğundadır. Gıda üreten ve satan işletmeler, ilgili yönetmelik ve kodekse uygunluk denetiminden geçerek ruhsat alırlar ve bu uygunluğu sürdürmeyi taahhüt ederler. Ancak, Bakanlığımızın iş yükü çok fazla ve denetmen sayısı yetersizdir. Ülkemizde her yıl denetlenmesi gereken bir milyondan fazla işletme bulunmaktadır. Bu işletmelere yetişmek, fiziki ve mali kaynaklar açısından mümkün değildir. Bakanlığın gıda denetim personel sayısını artırması da mevcut şartlar doğrultusunda maddi kaynak ve kadro yetersizliği nedeniyle mümkün görünmemektedir.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Çok Okunanlar

Benzer Haberler
KAÇIRMA

Serpil Yılmaz ,Balıkçılar asgari ücreti ihracatla aşıyor

Ekonomi dünyası asgari ücret tartışmasına kilitlendi. 17 bin 2...

İncili Gastronomi Rehberi’ Ödül töreni

Bir yıllık emeği bir yazıda anlatmak kolay değil. Özellikle...

112 Milyon Liralık Tarımsal Destekleme Ödemesi Hesaplara Aktarılıyor

Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından sağlanan tarımsal destek ödemeleri...

5 yılda Türkiye’nin en büyüğü oldu: Nusret’e bile satıyor

Amasya’da beş yıl önce köyündeki tarlasına safran bitkisi tohumları...