COP31: Davul Türkiye’nin boynunda, tokmak Avustralya’nın elinde; çevre, demokrasi ve özgürlükler yerlerde…
Bırakın ortaya doğru dürüst bir çevre hedefi koymayı, proje sunmayı, ormanlarına, denizlerine, akar sularına sahip çıkan kendi köylülerine, kadınlarına, gençlerine her türlü şiddeti reva gören bir anlayış COP’a iyi bir ev sahipliği yapabilir mi?
Davul tokmak meselesi
COP olarak adlandırılan Dünya İklim Kongresi’nin gelecek yılki toplantısının Türkiye’de düzenlenmesi konusunda Avustralya ile nihayet uzlaşıya varıldı. On binlerce kişinin katılacağı, milyonların dışarıdan izleyeceği konferans Antalya’da düzenlenecek. Antalya aynı zamanda dünyanın en büyük yeşil sanayi fuarına da ev sahipliği yapacak.
Avustralya, konferansın Adaleide kentinde düzenlenmesi ısrarından vazgeçmek karşılığında, bugüne kadar örneği görülmemiş bir şekilde konferansın başkanlığını üstlenme hakkını elde etti. Başka bir ifadeyle, konferansın organizasyon, otelcilik ve güvenlik gibi somut ve masraflı sorumlulukları Türkiye tarafından üstlenilirken, konferansın içeriğini belirleme ve müzakerelerin yönlendirilmesi gibi konularda esas oyuncu Avustralya olacak. Yani davul Türkiye’nin boynuna asıldı, tokmak Avustralya’nın elinde kaldı.
2026’da Türkiye’de iki zirve
2026 yılı, NATO Ankara Zirvesi ve COP31 sayesinde Türkiye’nin dünya sahne ışıklarının altında olacağı bir yıl olmaya aday. Ancak hemen belirtelim, her iki zirve de çok masraflı ve sorunlu organizasyonlar. Söz konusu iki büyük organizasyona aynı yıl talip olmak rasyonel bir tutum olarak kabul edilemez. NATO Zirvesi’nin ne kadar büyük bir güvenlik riski yarattığını, ne kadar masraflı olduğunu 2004’teki NATO İstanbul Zirvesi’nde proje koordinatörlüğü yapmış olmamdan dolayı bizzat biliyorum.

