Yolunuz Selk’lerin diyarına düşer de keyifli bir gece geçirirken, ortalamanın üstünde lezzetlerle gecenizi şenlendirmek isterseniz, Fokai’ye gönül rahatlığıyla gidebilirseniz. Toplamda 7,6 puan alan Letafet de Foça’da ‘Gitmelisiniz’ sınıfında yer alan bir meyhane oldu.
Bazı yollar, bazı yerler, bazı mekanlar ve bazı hallerin hafızamıza kazınmasıyla oluşturuyoruz hikayelerimizi. Neden diğerleri değil de ‘’bazıları’’ kazınıyor sorusunun yanıtı elbette kişiyle alakalı. Adalarında yaşayan foklardan adını alan Foça da (Phokaia) benim için ‘’bazı’’ yerler kategorisine yerleşenlerden. Tüm dünyada 800-900 arası kaldığı bilinen Akdeniz Foklarının 120’sinin Türkiye sularında yüzdüğü tahmin ediliyor. Bunlardan kaçı Foça’dadır bilmiyorum ama, günümüz Foça’sında birkaç tabela ve heykelden gayrı anlamlı izlerine rastlamak kolay değil.
Kelt mitolojisine göre Selki’ler (Selkie), denizde fok olarak yaşayan ama karaya çıktığında kusursuz insan formuna bürünen varlıklar. Karaya çıkan bir Selki’nin geçici olarak bırakmak zorunda olduğu pullu derisini bir insan ele geçirirse, Selki o insanın boyunduruğu altına girer ve eşi olurmuş. İçindeki deniz özleminden dolayı da tam bir eş olamaz, ilk fırsatta denizlere dönmeye çalışırmış. Belli ki Foça’nın fokları derilerine göz koyanlardan dolayı Selki’likten vaz geçip tabelalardan göz kırpıyorlar artık.
FOKAİ
Fokai’nin, Selki’ler gibi limana uzaktan bakan, meraksız gözlerin göremeyeceği bir konumda olmasının verdiği bir dinginliği var. Arnavut kaldırımlı sokağa attığı masalarıyla ve masalar arası makul mesafesiyle, müdavimine kendi aleminde devinme imkanı sunarken, ahenkli bir bütün oluşturabiliyor. Kıymetli bir his. Bir de kıymetlilerle paylaşılırsa o masalar, Fokai doğal olarak ‘’bazı’’ mekanlar sınıfına sokulabilir. Yine de subjektif olmamak adına her zamanki gibi, Meyhane Değerlendirme Kriterlerim üzerinden ilerlemekte fayda var.