Gelecekte artan nüfus, iklim değişikliği ve gıda israfı gibi küresel sorunlarla başa çıkmak için gıda mühendislerine her zamankinden daha fazla ihtiyaç duyulacağını belirten Prof. Dr. Seda Ersus, “Daha güvenli, besleyici ve çevre dostu gıdalar üretmek, sadece bugünün değil, yarının dünyasını da şekillendirecektir. Gıda mühendisliği, daha sağlıklı ve sürdürülebilir bir gelecek inşa etmek için yol göstermeye devam edecektir” dedi.
Ege Üniversitesi Gıda Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Seda Ersus, Bilim Akademisi’nin popüler bilim platformu sarkac.org’da “Gıda Mühendisliği Nedir?” başlıklı yazısında, gıda mühendisliğinin önemini ve gıda mühendislerini gelecekte nelerin beklediğini ele aldı.
Gıda mühendisliğini, “gıdaların güvenilir bir şekilde üretimini, hazırlanmasını, işlenmesini, ambalajlanmasını, dağıtılmasını ve gıdalardan sağlığa uygun bir şekilde yararlanılmasını sağlayan mühendislik dalı”, gıda mühendislerinin amacını da, “güvenli ve kaliteli gıda ürünlerinin üretimini sağlayarak tüketicilerin sağlığını korumak ve endüstrideki süreçleri iyileştirmek” olarak açıklayan Ersus’un yazısından bazı başlıklar özetle şöyle:

Tükettiğimiz gıdalar gerçekten güvenli mi? Soframıza gelene kadar hangi süreçlerden geçiyor?
Bu sorular gıda mühendisliğinin temelini oluşturur. Gıda mühendisliğinin başlıca amacı güvenli ve kaliteli gıda ürünlerinin üretimini sağlamaktır. Bu amaç doğrultusunda gıdanın üretimi, hazırlanması, işlenmesi, ambalajlanması ve dağıtılması aşamalarında tüketicilerin sağlığını korumak ve endüstrideki süreçleri iyileştirmek amaçlanır. Tüm bu aşamalarda teorik bilgi, farklı bakış açıları ve uzmanlık alanları gıda mühendislerinde olması gereken özelliklerdir. Gıda mühendisliği genel olarak çok disiplinli bir takım çalışmasını gerektirir.
Gıda mühendislerinin eğitimi neleri kapsar, sahip olmaları gereken beceriler nelerdir?
Gıda mühendisliği genel olarak başta matematik ve fen konularına ilgi duyan kişiler için uygun olmakla birlikte, biyoloji ve biyokimya gibi temel konular da gıda ile yakından ilişkilidir.
Gıda mühendisleri, aldıkları çok yönlü eğitimi kullanarak güvenli, besleyici ve sürdürülebilir gıda üretimi süreçleri geliştirerek toplumun sağlıklı ve kaliteli beslenmesine katkı sağlayacak ürünlerin üretilmesinde rol alırlar. Ayrıca gıda süreçlerindeki fiziksel ve kimyasal dönüşümleri kontrol ederek gıdaların besin değerlerini korumak, raf ömrünü uzatmak ve lezzet profillerini iyileştirmek için çalışırlar.
Gıda mühendislerinin farklı disiplinlerden gelen kişilerle takım çalışması yapması gerekebilir, bu nedenle güçlü iletişim becerilerine sahip olmaları önemlidir.
Kimya, fizik, biyoloji ve matematik alanlarında sağlam bir altyapıya sahip olan ve yenilikçi çözümler üretmekten hoşlanan kişiler, gıda mühendisliği mesleğinde başarılı ve tatmin edici bir kariyer sürdürebilirler.
Gıda mühendisliğinin diyetisyenlik, beslenme uzmanlığıyla ilişkisi var mı?
Beslenme uzmanı ya da diyetisyen olarak çalışan kişiler gıda ve beslenme alanında çalışmalar yürütse bile odak noktaları ve iş alanları birbirlerinden oldukça farklıdır. Gıda mühendisliği, gıdaların üretim, işleme, saklama ve güvenliği ile ilgilenir.
Beslenme ve diyetetik ise bireylerin sağlıklı beslenmesini sağlamak, besin öğelerinin vücuda etkilerini incelemek ve hastalıklara yönelik özel programlar hazırlamak gibi konularla ilgilenir. Bu nedenle bu kapsamda çalışanlar genellikle Beslenme ve Diyetetik bölümlerinden mezun olur ve beslenme biyokimyası, diyet planlama, toplu beslenme sistemleri ve hastalıklara yönelik beslenme gibi dersler alırlar. Gıda mühendisliği bölümünde de beslenme dersi ders planında yer alır. Bu konuda uzmanlaşmak isteyenler kendilerini geliştirecek ek eğitimler alarak bu sektörde de çalışma alanı bulabilirler.
Tüm bunlara bakıldığında genel olarak, gıda mühendisleri gıdanın üretim süreciyle ilgilenirken, diyetisyenler bu gıdaların insan sağlığına uygun şekilde tüketilmesini sağlamaktadır.
Gıda mühendisleri nerelerde çalışır, gıda üretiminden denetim süreçlerine kadar hangi alanlarda rol alırlar?
Çok yönlü eğitim aldıklarından gıda üretilen, gıdayla temas eden her sektörde ve gıda tüketilen her alanda gıda mühendislerine talep vardır. Bu nedenle gıda mühendisleri çeşitli endüstriyel ve akademik alanlarda çalışmaktadır.
Temel olarak çalışma alanları; Gıda üretim tesisleri, Gıda güvenliği ve kalite kontrol, Ambalaj ve muhafaza sektörü, Biyoteknoloji ve fonksiyonel gıdalar, Restoran ve toplu beslenme sistemleri, Akademik ve AR-GE çalışmaları, İlaç ve kozmetik sektörü, Kamu kurumları ve denetim, Girişimcilik ve özel üretimdir.
Sürdürülebilir gıda üretimi nasıl olur? Daha az su ve enerji kullanarak daha verimli üretim yapmak mümkün mü?
Gıda endüstrisi su ve enerji tüketiminin yüksek olduğu ve atıkların fazla oluştuğu sektörlerden biridir. Gıda mühendisleri, sürdürülebilir gıda üretimi ve tüketimi konusunda çalışarak, doğal kaynakların verimli kullanımını sağlarlar. Özellikle su ve enerji tasarrufu, gıda atıklarının azaltılması ve geri dönüşümünü sağlama konularında projeler geliştirirler. Aynı zamanda, çevre dostu ambalaj çözümleri üreterek plastik kullanımını azaltmaya yönelik çalışmalar yürütmektedirler.
Daha sağlıklı, güvenli ve sürdürülebilir gıdalar üretmek için hangi yenilikçi teknolojiler geliştiriliyor?
Gıda mühendisleri, gıda endüstrisinde inovasyonu teşvik eden Ar-Ge çalışmaları yürütürler. Yeni gıda işleme teknikleri, sağlıklı ve fonksiyonel gıda bileşenlerinin geliştirilmesi, gıda katkı maddelerinin iyileştirilmesi ve gıda güvenliğini artıran yeni teknolojiler üzerinde çalışırlar. Ayrıca, nanoteknoloji, yapay zekâ ve otomasyon sistemlerini kullanarak gıda üretim süreçlerini daha verimli hale getirmek için projeler geliştirirler.
Gıda mühendisliğinin geleceği
Gıda endüstrisi, hem dünya genelinde hem de Türkiye’de ekonominin temel sektörlerinden biri olarak öne çıkmaktadır. Türkiye Gıda Sanayi İşverenleri Sendikası’na (TÜGİS) göre, Türkiye gıda sanayisi 2024 yılında yaklaşık 160 milyar dolarlık bir hacme ulaşmıştır. TÜİK Dış Ticaret Verileri temel alınarak hazırlanan TGDF Veri Paneli’ne göre ise, Türkiye’nin tarım, gıda ve içecek sektörü 2024 yılının ilk 6 ayında ihracatını geçen yılın aynı dönemine göre %5,64 artırarak 12,3 milyar dolardan 12,9 milyar dolara yükseltmiştir. Aynı dönemde ithalat ise %21,8 oranında azalarak 12,4 milyar dolardan 9,7 milyar dolara gerilemiş ve sektör, yılın ilk yarısında 3,2 milyar dolarlık dış ticaret fazlası vermiştir. Bu veriler, gıda endüstrisinin hem küresel hem de ulusal düzeyde ekonomik büyüklüğünü ve stratejik önemini ortaya koymaktadır.[1][2] Bu gelişmeler, Türkiye’nin gıda sektöründe üretim kapasitesini artırarak dış pazarlardaki rekabet gücünü yükselttiğini gösteriyor. Aynı zamanda ithalattaki düşüş yerli üretimin güçlendiğini ve sektördeki sürdürülebilir büyüme potansiyelini ortaya koyuyor. Bu veriler gelecekte de gıda mühendisliğine ihtiyacın artacağına işaret ediyor.
Sonuç olarak, gıda mühendisliği, insan sağlığını koruma, gıda güvenliğini ve kalitesini sağlama ve sürdürülebilir üretim tekniklerini geliştirme açısından büyük bir öneme sahiptir. Gıda mühendisleri, bilim ve teknolojiyi kullanarak gıda endüstrisinde yenilikçi çözümler sunmaya devam etmektedir.
Gelecekte artan nüfus, iklim değişikliği ve gıda israfı gibi küresel sorunlarla başa çıkmak için gıda mühendislerine her zamankinden daha fazla ihtiyaç duyulacaktır. Daha güvenli, besleyici ve çevre dostu gıdalar üretmek, sadece bugünün değil, yarının dünyasını da şekillendirecektir. Gıda mühendisliği, bilim ve inovasyonun birleştiği bir alan olarak, daha sağlıklı ve sürdürülebilir bir gelecek inşa etmek için yol göstermeye devam edecektir.
Seda Ersus kimdir?
Seda Ersus, Ege Üniversitesi Gıda Mühendisliği Bölümünde öğretim üyesi olarak çalışmaktadır. Eğitimini aynı bölümde tamamlamış olup, ABD Kaliforniya Üniversitesi Davis’te doktora sonrası araştırmacı olarak çalışmıştır. Hollanda, ABD ve İtalya’da araştırmacı olarak çalışmıştır. Azerbaycan’da ders vermiştir.
Prof. Dr. Ersus’un araştırmaları meyve ve sebze teknolojisi, bitkisel proteinler, sürdürülebilir ambalajlama, gıda güvenliği, fonksiyonel gıdalar ve yeşil ekstraksiyon teknolojileri üzerine yoğunlaşmaktadır. Süperkritik karbondioksit ekstraksiyonu ve enkapsülasyon yöntemleri gibi yenilikçi teknikler üzerinde çalışarak, biyoaktif bileşenlerin verimliliğini ve kalitesini en üst düzeye çıkarmayı hedeflemektedir. Ayrıca, aerogeller, hidrojeller ve nanolifler gibi malzemeler kullanarak aktif ve biyobozunur gıda ambalajları geliştirmektedir.