Gazi Kutlu
TZOB Genel Başkanı her ay düzenli olarak açıkladığı üretici, hal, pazar ve market fiyatları yanında tarımsal girdilere dair bilgileri son üç aydır paylaşmıyor. Bu verilere ulaşamadığımızda çiftçinin maliyet hesaplaması ve planlaması sekteye uğruyor.
Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar’ın her ay düzenli olarak açıkladığı üretici, hal, pazar ve market fiyatları yanında tarımsal girdilere dair bilgileri son üç aydır paylaşmaması dikkatimi çeken bir durum olarak karşıma çıkıyor.
Çiftçiler gübre, mazot, yem, zirai ilaç ve elektrik gibi temel girdilerdeki maliyet artışını bilmek zorunda. Bu verilere ulaşamadığımızda, çiftçinin maliyet hesaplaması ve planlaması büyük ölçüde sekteye uğruyor. TZOB’un bu bilgileri neden açıklamadığına dair bir açıklama yapılması gerekiyor.
Ancak bu suskunluğun arkasında bazı sebepler de yatıyor olabilir. Bunlardan biri Tarım ve Orman Bakanlığı ile TZOB arasında imzalanan “Çiftçi Kayıt Sistemi (ÇKS) Başvurularının Alınması ve Veri Girişi Yetkisi Devrine İlişkin Protokol” olabilir. Protokolle ilk olarak Aydın, Bayburt ve Edirne illerindeki ziraat odalarına ÇKS kaydı yapma yetkisi verildi. Ancak bu yetki TZOB’a bir kazanım gibi sunulsa da uzun vadede örgütün özgürce sorunları dile getirmesini engelleyebilir mi?
Neden derseniz, ziraat odaları ürün satışı veya teknik destek vererek bir gelir kalemi yaratmaya çalışsa da ana gelir kalemi “çiftçilik belgesi” kayıt ücretlerinden oluşuyor. Daha önce bu gelire sahip olan ziraat odaları, AK Parti’nin Meclis’te çıkardığı kanunlarla “çiftçilik belgesi” zorunluluğunun ortadan kaldırılması ile gelirlerine tırpan vurulmuştu.
İşte bu yetki elden alma meselesi ilk olarak 15 Mayıs 2007 tarihinde TBMM’de kabul edilen “Türkiye Cumhuriyeti Ziraat Bankası Anonim Şirketi Ve Tarım Kredi Kooperatifleri Tarafından Kullandırılan Toplu Köy İkrazatı/Grup Kredilerinden Doğan Kefaletin Sona Erdirilmesi Hakkında Kanun” teklifinin 2’nci ve 3’üncü maddeleri ile ziraat odalarından “çiftçilik belgesi” alma zorunluluğu ortadan kaldırılıyordu.
Kanun teklifinin ikinci maddesi 6964 sayılı Ziraat Odaları ve Ziraat Odaları Birliği Kanunu’nun ek 2’nci maddesi ile “Çiftçilere devletçe verilen nakdî destek ödemesini yapan aynî veya nakdî tarımsal kredi veren, sözleşmeli üretim yaptıran kamu ve özel sektör kuruluşları ile bankalar, kooperatifler veya birlikler ile benzeri kurumlar, ziraat odası bulunan yerlerdeki çiftçilerden, bağlı bulundukları ziraat odalarından bedelsiz olarak alınmış ve o yılın tasdikini taşıyan çiftçi belgesini istemek zorundadırlar” ifadesi yerine “Tarım ve Köyişleri Bakanlığı çiftçi kayıt sistemine kayıtlı olan çiftçilerden, her türlü aynî ve nakdî yardım, avans, sübvansiyon, prim gibi tarımsal destekleme ve/veya kredi kullanılması işlemlerinde çiftçilik belgesi aranmaz” maddesi getirilmişti.
Üçüncü madde değişikliği ile 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu’nun 53’üncü maddesinin son fıkrasında yer alan “ve ziraat odasından, bulunmayan yerlerde tarım il veya ilçe müdürlüklerinden çiftçi belgesini almayan” ibaresi kaldırılarak “çiftçilik belgesi” zorunluluğu artık istenmeyecekti.
Anayasa Mahkemesi CHP’nin 139 milletvekili imzalı 8 Haziran 2007 tarihli iptal dava dilekçesini karara bağlayarak 15.05.2007 tarih ve 5661 sayılı Kanun’un 2’nci ve 3’üncü maddeleri Anayasa’nın 2. ve 135. maddelerine aykırı olduğundan 6.11.2008 tarihinde oybirliğiyle iptaline karar verdi.