Veriler tarımsal üretimden elde edilen katma değerin neredeyse yüzde 37’sinin banka borçlarına gittiğini ve çiftçilerin adeta bankalara çalışır hale geldiğini gözler önüne seriyor.
Tarım sektörünün finansal yapısının güçlendirilmesi ve çiftçilerin borç yükünün hafifletilmesi gerekiyor.
Türkiye’de çiftçiler tarımsal üretimi sürdürebilmek için her yıl devlet bütçesinden ayrılan kaynaklardan destek alıyor, ancak bu destekler yetersiz kaldığında üretimi devam ettirebilmek için banka kredilerine başvurmak zorunda kalıyorlar. Ne yazık ki son yıllarda yaşanan pandemi, Ukrayna-Rusya savaşı, ekonomik krizler, kuraklık ve afet gibi nedenler borç yükünü artırarak çiftçilerimizin üstündeki mali baskıyı daha da ağırlaştırdı.
2006 yılında yürürlüğe giren 5488 sayılı Tarım Kanunu’nun 21. maddesi çiftçilere sağlanacak tarımsal desteklerin detaylarını belirliyor ve bu desteklerin finansmanının bütçe kaynaklarından ve dış kaynaklardan sağlanmasını, ayrılacak kaynağın gayrisafi millî hasılanın yüzde birinden az olamayacağını öngörüyor. Ancak uygulamada bu desteklerin yeterli olup olmadığı ve kanun hükümlerine uygun olarak dağıtılıp dağıtılmadığı iktidar ve muhalefet arasında tartışma konusu olmaya devam ediyor.