Özellikle Avrupa Birliği’ne ihraç edilen ürünlerin standartlara uymadığı gerekçesi ile geri gönderilmeleri “Acaba bizde durum nedir? Avrupa ülkelerinin kabul etmediği sağlıksız ürünleri biz mi yiyoruz” sorularının sorulmasına neden oluyor.
Son dönemde kamuoyunun dikkatini çeken konuların başında gıda ürünlerindeki taklit ve tağşiş geliyor. Özellikle Avrupa Birliği’ne (AB) ihraç edilen ürünlerin standartlara uymadığı gerekçesi ile geri gönderilmeleri “Acaba bizde durum nedir? Avrupa ülkelerinin kabul etmediği sağlıksız ürünleri biz mi yiyoruz” sorularının sorulmasına neden oluyor.
Sağlıklı gıdaya ulaşmak herkesin hakkıyken Tarım ve Orman Bakanlığı’nın gıda denetimlerinde ne kadar etkin olduğu sorusu yanıt bekleyen temel bir mesele. Ancak mevcut durum halkın aklında ciddi sorular bırakıyor. Gıda güvenliğine ilişkin yapılan çalışmalara ilişkin istatistiklere yakından bakalım ve detaylara inelim. Vereceğim bilgiler umarım kafanızda bir ışık yakar.
Tarım ve Orman Bakanlığı gıdada taklit ve tağşiş yapan firmaları ifşa ederek önemli bir adım atıyor. Ancak ihraç edilen ve geri dönen ürünlerle ilgili aynı şeffaflığı sergilemediğini görüyoruz. Bununla ilgili paylaştığı doğru dürüst bir veri de yok. İlgili veriler genellikle bakanlık açıklamalarına ya da basına sızan bilgilere dayanıyor.
En son Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı “Herhangi bir şekilde yurt dışından geri dönen ürünlerin hepsi de pestisit sebebiyle geri dönmez, aynı zamanda bu aflatoksin dediğimiz benzeri bazı kendinden sonradan oluşan küflenme nedeniyle dönenler de olabiliyor, bunların oranı yarı yarıya neredeyse. Türkiye’nin ihraç ettiği ancak geri dönen ürün oranı maksimum binde 1 ile binde 2 arasında. Bunların hepsi pestisit sebebiyle değil. Gerekçesi ne olursa olsun geri dönen hiçbir ürünün biz içeride satışına izin vermiyoruz, imha ediyoruz. Standartlarda, analizlerde tam uyum halinde olduğumuz AB’nin tüketmediği herhangi bir şeyin Türkiye’de tüketilmesine izin vermiyoruz” açıklaması yaptı. Bu açıklamanın en güzel kısmı “AB’nin tüketmediği herhangi bir şeyin Türkiye’de tüketilmesine izin vermiyoruz” dediği bölümdü. Peki, gerçekten öyle mi?
Bizde bu soruların cevabını verecek bir mekanizma, bir bilgi ağı olmadığı için bir güvensizlik ortamı oluşuyor. O zaman da kaynak olarak AB Gıda ve Yemde Hızlı Alarm Sistemi (RASFF) üzerinden ilan edilen sonuçlara bakıyoruz. Maalesef bakanlık da bizi oraya yönlendiriyor.
Tarım ve Orman Bakanlığı’nın ara sıra paylaştığı bilgilere göre RASFF bildirimlerinde tespit edilen;
-Chlorpyrifos-ethyl aktif maddesinin 21 Mayıs 2020 tarihinde,
-Propiconazole aktif maddesinin 31 Aralık 2020 tarihinde,
-Chlorpyrifos-methyl aktif maddesinin de 31 Aralık 2021 tarihinde AB’de alınan kararlar ile çevre ve insan sağlığı dikkate alınarak ülkemizdeki kullanımları sonlandırıldı. AB uyum çerçevesinde şu ana kadar 223 maddenin ürünlerde kullanımı bakanlık tarafından yasaklandı. Buna rağmen çıkmaya devam ediyor.
13 = 36.400 ton meyvede kalıntı sorunu olabilir. Sizce gerçekten bu kadar mıdır?