Gastronomi Enstitüsü kurulması için düzenlenen çalıştayda konuşan YÖK Başkan Vekili Göktaş, “Gastronomi ve mutfak sanatlarının asgari yeterliliklerine dair bir şeyler söylemek gerekiyor. Gastronomi Enstitüsü’nün bu farklılıkları gidermede belki merkezi bir nokta olarak hizmet etme potansiyeli var. Dolayısıyla üniversiteler belki o tarafa doğru bakarak kendilerine yön tayin edebilirler.” dedi.
Yükseköğretim Kurulu (YÖK), çeşitli akademisyen, şef, aşçı, araştırmacı, diplomat ve işletmecilerden oluşan katılımcılarla Gastronomi Enstitüsü Çalıştayı düzenledi.
Cumhurbaşkanlığı Millet Kütüphanesi Sergi Salonu’nda açılışı yapılan çalıştayda konuşan YÖK Başkan Vekili Prof. Dr. Haldun Göktaş, neredeyse her üniversitenin aşçılık ön lisans programından başlamak kaydıyla gastronomi ve mutfak sanatları alanında lisans ve yüksek lisans ile kısmen de olsa doktora programlarına başladığını anlattı.
Bu alanda 133 programın aktif olduğunu bildiren Göktaş, “Program sayılarındaki hızlı artışın yanı sıra bu programların bulunduğu fakülteler de dikkate değer.” dedi.
Sanat ve tasarım, turizm, güzel sanatlar, mimarlık ve tasarım, uygulamalı bilimler gibi farklı isimlerdeki fakültelerde gastronomi ve mutfak sanatları bölümlerinin bulunduğunu aktaran Göktaş, ister istemez programların da farklı fakültelerin doğasından etkilendiğini vurguladı.
Bu kapsamda, turizm fakültelerindeki programlarda otel ve turizm işletmeciliği; tasarım ve sanat fakültelerindeki programlarda ise gıda mühendisliğinden beslenmeye kadar farklı alanların etkin olabildiğine işaret eden Göktaş, şöyle konuştu:
“Farklılıkları zenginlik olarak görebiliriz, üniversitelerin kendi müfredatlarını hazırlaması gayet normaldir ve doğrudur. Ancak burada bir şey daha görüyoruz; buradan alınan diplomalar aynı haklara sahip. Tabii çok sayıda seçmeli ders olmasında hiçbir sorun yok. Ama hiç değilse gastronomi ve mutfak sanatlarının asgari yeterliliklerine dair bir şeyler söylemek gerekiyor. Gastronomi Enstitüsü’nün bu farklılıkları gidermede belki merkezi bir nokta olarak hizmet etme potansiyeli var. Dolayısıyla üniversiteler belki o tarafa doğru bakarak kendilerine yön tayin edebilirler. Bu da kıymetli bir şey. Gastronomi Enstitüsü için buradayız ve hep beraber çalışacağız.”