Gıdanın hikâyesi insanlığın hikâyesidir. Ve bu hikâyenin yeni bölümü, galiba yapay zekâyla birlikte yazılmaya başlandı. 2030 yılından geriye baktığımızda, muhtemelen şu hikâyeyi anlatacağız: Yapay zekâ sayesinde gıda güvenliği demokratikleşti, küçük üretici büyük tüketiciye eşit koşullarda güvenli gıda sunabildi, kontaminasyon salgınları gerçek zamanlı tespit edilip önlendi ve milyarlarca insan ilk kez gerçekten güvenli gıdaya erişebildi.
Bir çocuğun elindeki ekmeği ısırdığı an ile laboratuvardaki DNA analizi arasında gözle görülmeyen bir köprü var artık. Dünyanın dört bir yanındaki sofralara konan her lokma; o sabah Anadolu’da hasat edilen veya Akdeniz’de avlanan balık ya da tropikal meyvelerin soğuk zincirde yaptığı binlerce kilometrelik yolculuk, yeni nesil gıda güvenliği erken uyarı sistemidir ve hayati önem taşımaktadır.
Pandemiler, iklim krizi, Ukrayna-Rusya savaşının tetiklediği buğday krizi… Tüm bunlar bize bir gerçeği hatırlattı: Gıda güvenliği, ulusal güvenliğin ta kendisidir.
Peki, 2025’te bu savaşı kim kazanıyor? Veri ve algoritmalar…
İşte tam bu noktada, UNIDO’nun 10-12 Haziran 2025’te Viyana’da düzenlediği Gıda Güvenliği Forumu, dijital teknolojiler ve yapay zekânın gıda güvenliğinin geleceğini nasıl şekillendirdiğini keşfetmek için küresel bir diyalog platformu sundu.

Algoritmalar ve sofralar
Yapay zekâ artık laboratuvarlardan çıkıp doğrudan mutfaklarımızın kapısına dayandı. Yapay zekânın gıda güvenliğindeki uygulamaları gıda kaynaklı patojenlerin tespiti, tanımlanması ve karakterizasyonu; gelişmiş halk sağlığı sistemleri ve tedarik zinciri boyunca gıda güvenliği risk tahmini, izleme ve optimizasyonunu içermektedir. Bu sadece teknolojik bir sıçrama değil, gıda güvenliğinin tanımının da köklü bir değişimi anlamına geliyor.
Bu sadece inovasyon değil, adil ve sürdürülebilir gıda demokrasisi için de anlamı olan ve Food Safety Approach 2.0 olarak adlandırılan bu yeni paradigma, üç temel ayak üzerinde yükseliyor:
Daha Güvenli ve Esnek Gıda İş Uygulamaları: KOBİ’lerin dijital transformasyonu artık lüks değil, zorunluluk haline geldi. Antalya’da sera domates yetiştiren küçük bir çiftçi, bugün sensörlerle toprak nemini ölçerken, yarın yapay zekâ ile hastalık teşhisi yapacak. Pazara erişim, artık sadece kaliteli ürün üretmekle değil, bu kaliteyi dijital olarak kanıtlayabilmekle mümkün.
Modernize Edilmiş Regülasyon Sistemleri: Kodex Alimentarius standartları, dijital çağın gerektirdiği hızla güncelleniyor. Sınır ötesi denetim işbirlikleri artık fiziksel laboratuvar ziyaretleriyle değil, bulut tabanlı veri paylaşımıyla gerçekleşiyor. Yapay zekâ uygulamaları tedarik zinciri boyunca gıda güvenliği risk tahmini ve izlemesini, iyileştirilmiş halk sağlığı sistemlerini ve erken salgın uyarılarını içermektedir.