Rejeneratif tarım sadece toprağı değil, suyu ve havayı da iyileştirerek, ekosistemi yeniden üretmeye ve yenilemeye çalışan bir üretim sistemi. Rejeneratif tarım yöntemleri, toprağın organik madde içeriğini artırmayı, toprağın su tutma kapasitesini yükseltmeyi, erozyonu azaltmayı, iklim değişikliğiyle mücadeleyi ve daha sağlıklı gıda üretmeyi hedefliyor.
2000’li yılların başında “organik” kelimesi hayatımıza yerleşmeye başladı, 2010’lu yıllarda “sürdürülebilirlik” kelimesi de neredeyse bütün şirketlerin mottosu haline geldi. Dünyada yükselen yeni bir kelime var: “Rejeneratif”
Aslında bu kelimeler birer kavramdır. Özellikle tarım sektöründe “Rejeneratif Tarım” olarak bütün gıda şirketlerinin gündemine girmeye başladı.
Haliyle bu kavramlar söz konusu tarihlerde ortaya çıkmadı, Türkiye gündeminde yer alması bu tarihlere denk düşüyor.
Peki, elimizde sürdürülebilirlik kavramı varken, niye yeni bir kavrama daha ihtiyaç duyalım?
Sürdürülebilirlik kavramına eleştiriler
Sürdürülebilirlik kavramı, doğal kaynakların korunması, çevre dostu ürünlerin tercih edilmesi, geri dönüşüm yapılması gibi anlamlar ifade ediyor. Ancak bu kavramın uygulamada karşılaştığı birçok zorluklar ve eleştiriler var. Sürdürülebilirlik kavramının ekonomik büyüme ile çeliştiği, sosyal adaleti göz ardı ettiği, küresel eşitsizlikleri artırdığı, teknolojik çözümlere aşırı güvendiği gibi…
Bu eleştirilerin boyutu ve niteliği, sürdürülebilirlik kavramının farklı disiplinlerde nasıl tanımlandığına ve yorumlandığına bağlı olarak değişiyor.
Sürdürülebilirlik kavramının toplumda nasıl algılandığı ile ilgili yapılmış araştırmalar da var. Mesela, Türkiye’de tüketicilerin sürdürülebilirlik konusunda bilinçli olduğunu, ancak markaların bu konudaki çalışmalarına güvenmediğini ortaya koyuyor. Ayrıca, tüketiciler sürdürülebilirlik kavramını en çok geri dönüşüm ve çevre dostu ürünler ile ilişkilendiriyor.
Toplumda çok yaygın olan ve kullanılan kavramlar zamanla soyutlaşıyor ve anlam gücünü kaybediyor. Sanırım “sürdürülebilirlik”te de böyle oldu.
“Rejeneratif” kelimesi, toprağa çok yakışıyor!
“Rejeneratif” kelimesinin kökü, Latince “regenero” kelimesinden geliyor. Bu kelime, “yeniden üretmek, yenilemek” anlamında kullanılıyor. Toprağa çok yakışan bir kelimedir. İlk defa 80’li yıllarda kullanılmaya başlanmış olmasına rağmen, kapitalist rekabet kısmen onu unutturmuştu. Rejeneratif tarım sadece toprağı değil, suyu ve havayı da iyileştirerek, ekosistemi yeniden üretmeye ve yenilemeye çalışan bir tarım sistemidir.
Bu, geleneksel tarım yöntemlerinin aksine, toprağı aşındıran, suyu kirleten ve iklim değişikliğine katkıda bulunan kimyasal gübre ve pestisitlerin kullanımını azaltıyor. Rejeneratif tarım yöntemleri, toprağın organik madde içeriğini artırmayı, toprağın su tutma kapasitesini yükseltmeyi, erozyonu azaltmayı, iklim değişikliğiyle mücadeleyi ve daha sağlıklı gıda üretmeyi hedefliyor.