Doğru veri ve envanter eksikliği nedeniyle “gereksiz/atıl yatırım” sayısını artırdık… Bu yolla “verimsizliğimize” tavan yaptırdık…
Olan “kıt sermayeyi” ve “kıt tasarrufu” da böyle harcadık… Bu yolla kaynak israfı bir yana, işini iyi yapan üreticilerimizi de zor durumda bıraktık…
***
Oysa… Doğru veri/envanter sunma ve “veriler ışığında planlama” kamunun öncelikli göreviydi…
“Şu çok kazanıyor” deyip, furya halinde girdiğimiz ve birbirimizi batırdığımız birçok “sektörel deneyim” ise kamu/özel hepimize ders vermeliydi…
***
Ticarette de, tarımda da, sanayide de, eğitimde de durumumuz bu…
Doğru veriler ışığında yapılan planlama, yatırımlar, üretim, eğitim olsaydı “enflasyon”, “cari açık”, “döviz açığı”, “teknik eleman kıtlığı” gibi sorunlarımız olur muydu? Yabancının sermayesine, tasarrufuna, malına bu kadar fazla ihtiyaç duyulur muydu?
***
Ne ektiysek onu biçiyoruz…
***
Örneğin tarımsal üretimimiz…
Tarım Bakanı İbrahim Yumaklı “temel eksiğimize” dikkat çekti: “Tarım sayımı en son 2001’de yapılmış…
Sayıma başladık ve 2026’da bitirmeyi hedefliyoruz… Aradan 23 sene geçtikten sonra yapılacak tarım sayımının, yapmış olmak için yapılmaması gerekir… Oradan gelecek veriler politikalarımıza yön verecek.”