Hayatta lezzet olsun!
Pamuk tarlaları, mevsimlik işçiler, kalabalık aileler, Yaşar Kemal’in ve Orhan Kemal’in kitaplarıyla ölümsüzleştiler çoktan. Adana, çok büyüdü, çok güzelleşti son yıllarda.
Türkiye sınırları içinde en sevdiğim şehir olabilir. “Adana” deyince, yüreğim pır pır eder. Neyini çok sevdiğimi de bazen çok merak ederim…
Hani bakınca denizleri, vapurları, martıları yok. Kordon, plajlar, çılgın gece hayatını da görmedim.
Başka bir karakter, bir “hâl” var ama. Hissettiğim bir durum… Hem sağlam ve merhametli hem güçlü ve zengin, hem her şeyin farkında…
Lezzet Festivali’nde üç gün
Adana Kezzet Festivali’nin bu yıl yedincisi gerçekleşti. Gastronomi dünyasının tüm şefleri ve yazarları, çok sayıda gazeteci, otelciler, ünlü Adanalılar toplandık. Adana Valiliği, hiçbir günün öylesine geçmesini istememiş belli ki. Ebru Koralı, şahane bir ev sahibi ve organizatör. En ince detaylar düşünülmüş. Konuşmalar ve paneller, yemeklerle ve çevre gezileriyle çok doğru harmanlanmış.
Öyle bir grubuz ki, herkes herkesi tanıyor. Ama öyle böyle değil. Otuz yıllık, kırk yıllık dostluklar; eski Aktüel, NTV’nin ilk yılları, Milliyet gazetesi masalara yatırılıyor…
Zaten kocaman bir davet veriyor olsam, davetli listem üç aşağı beş yukarı budur. O derece.