Günümüz Meksika’sında amarant hem açlıkla hem de obeziteyle mücadelede öne çıkıyor. Hem “dünyayı besleyebilecek bir bitki” hem de sağlıklı diyetlerin vazgeçilmezi…
Amarant, “yeni kinoa” olarak anılan ve son dönemde en çok öne çıkan yeni nesil tahıllardan biri. Yunanca “solmayan çiçek” anlamına gelen amaranthos kelimesinden türetilmiş. Pancar, pazı ve ıspanağı da barındıran Amaranthaceae (Horozibiğigiller) ailesine bağlı. Aslında gerçek bir tahıl olmadığı için kinoa gibi “yalancı tahıl” olarak anılıyor.
Sağlıklı yaşamın anahtarı olarak sunulan, beslenmenize mutlaka dahil etmeniz gerektiği söylenen ürünlerden…
Amarantın en önemli özelliği tahıl ve baklagillere oranla daha fazla protein içermesi ve glütensiz diyetler için ideal bir seçenek sunması, aynı zamanda besinsel lif, antioksidan, magnezyum, demir, fosfor, potasyum ve kalsiyum açısından da zengin olması.
Dünya üzerindeki en eski tarım ürünlerinden biri olan amarantın kökenleri bugünkü Meksika ve Guatemala topraklarına dayanıyor. Bu bölgede yaşayan Aztekler ve Mayalar için amarant yüzyıllar boyunca hem temel besin kaynağı oldu hem de dini ritüellerde kullandı, hatta para birimi olarak bile kabul edildi.
İspanyol sömürgeciler, 1500’lerde yerlilerin amarant ekmesini yasakladı. Kilometrelerce ekili tarlayı yerle bir edip bunu ekenlere ağır cezalar getirdiler ve ekenlerin ellerini kesmekle tehdit ettiler.
1970’lerden bu yana ise amarant milyar dolarlık bir gıda ve kozmetik ürünü haline geldi.
Amarantın sekiz bin yıllık serüveni hem sömürgecilikten kapitalizme geçiş süreci hem de bu süreçlere direniş üzerine çok şey söylüyor.