Türk Tarımını konuşurken, yazarken ve değerlendirirken bazı kavramlardan yararlanılmaktadır. Pazarlama, gelir dağılımı, sosyal güvenlik, destekler, üretim miktarları, girdi maliyetleri, ürün fiyatları, kırsal kalkınma, üretimden kopuş vb. gibi temel sorunların nedenlerini incelemeye ve analiz etmeye başladığımızda “P” harfi ile başlayan başlıca 15 kavram karşımıza çıkmaktadır. “Tarımın 5P’si” diye kodlanabilecek bu kavramları beşerli üç grup halinde sıralayabiliriz:
Birinci Grup; Planlama, Politika, Paylaşım, Potansiyel ve Para,
İkinci Grup; Program, Proje, Pratik, Prensip ve Paydaş,
Üçüncü Grup; Psikoloji, Performans, Paradigma, Prodüktivite ve Paha.
Tarımımızı şekillendiren ve etkileyen en önemli kavramların birinci grupta yer aldığı söylenebilir. Birinci grup, ikinci ve üçüncü grubu doğrudan etkilemekte ve onların gün yüzüne çıkmasına neden olmaktadır. Benzer şekilde ikinci grup da üçüncü grubu etkilemektedir. İşler yolunda gitmediğinde ise üç grubun toplamından ortaya yeni bir kavram gelmektedir; “problem”…
Sorunlara çözümler bulmanın yolları, nedenlere ve kök nedenlere ulaşmakla başlar. Nedenlerin iyice tanımlanması ve anlaşılması, çözüm yollarını kolaylaştıracaktır. Eskilerin deyimiyle “tedavi için teşhis koymak gerekir”. Sorunların ve nedenlerinin düzgün ve mantıklı biçimde ortaya konması, çözümlerin kalıcı ve kapsayıcı olmasını sağlayabilecektir. O yüzden geçmişte yolumuz kesişen bir eğitimci yöneticim, “sorun neredeyse çözüm oradadır” derdi. Pansuman edici ve/veya günü kurtarıcı çözümler/uygulamalar yoluyla sorunları daha da büyütmek ve kaynaklarımızı tüketmek yerine; gelişmiş, rekabet ve üretim gücü yüksek bir ülke olmak için bu kavramların üzerinde ciddiyetle durmak gerekmektedir.
Birinci Grup
Planlama: Yönetmek ve belirlenen hedeflere ulaşmak için planlama yapmak gerekir. Planlama, veriye ve bilgiye dayanmak zorundadır. Tarımsal planlamanın özünü; büyüme, kalkınma, istihdam, üretim, beslenme, ihracat vb. amaç ve hedeflerine yönelik olarak ihtiyaç duyulan ürünlerin miktarları, kalitesi, nerede ve kimler tarafından üretileceği gibi bilgilerin belirlenmesi oluşturur. Var olan/elde edilecek kaynaklar ve potansiyel, oluşturulan planlamalar ile belirlenen amaç ve hedefler doğrultusunda kullanılmalıdır.
Planlama yoluyla ihtiyaç duyulan ürünler tespit edilerek yeterli miktarda üretilmeye çalışılmaktadır. Böylelikle bir yandan ihtiyaçlar karşılanırken diğer yandan fiyat/piyasa düzenlemesi yapılabilmektedir. Ayrıca planlamalar sayesinde, kaynak ve potansiyel kullanım, eğitim, finansman ve teknoloji hedefleri belirlenmektedir.
O halde tarımsal planlamalar; gerçekçi, yapılabilir, sürdürülebilir ve bilimsel olmalıdır.
Politika: Tarım, kadim bilgiler ve uygulamaların yanı sıra bilimsel bilgi ve teknoloji kullanımı yoluyla sürdürülen dinamik bir alandır. Tarım ve gıda (bunların üretim alanı olan coğrafya ve doğal kaynaklar), uygarlıkların oluşmasında ve yıkımlarında her zaman en önemli rolleri oynamıştır. Bundan dolayı tarihsel süreç içinde her devletin bir tarım politikası olmuştur. Tarımda kapsam ve çerçeveyi, tarımsal politikalar şekillendirir. Tarım politikaları; tarımsal üretimin devamlılığını, kalkınmayı ve paydaşların gelir dağılımını doğrudan etkilemektedir.
Tarım, ülkenin varlık-yokluk sorunudur. O nedenle tarım, stratejik öneme sahiptir. Tarım politikaları; bağımsızlık, kalkınma, büyüme, gelir dağılımı, destekleme, üretim, beslenme, dış ticaret, gıda güvencesi, örgütlenme, çevre, eğitim, teknoloji başta olmak üzere pek çok kavram ile yakından ilişkilidir. Politikaların oluşumunda, paydaşların ve çıkar gruplarının ağırlıkları oranında etkisi olmaktadır. Genelde örgütsüz olan küçük aile işletmelerinin/üreticilerin tarımsal politikalarda söz sahibi olabilmesi için güçlü ve organize tarımsal örgütlerin varlığına ihtiyaç vardır. Ayrıca tarımsal KİT’lerin oluşumu ve etkin faaliyetleri, belirlenen tarım politikalarına bağlıdır.