Yok hayır; belli grupları, beli kimlikleri, belli siyasetleri “dışlamayı”, “düşmanlaştırmayı”, “hainlikle suçlamayı”, muhalifleri, “çöp”, “çukur” diye nitelemeyi, halkı birbirine düşman etmeyi, ikide bir iç ve dış siyaset değiştirip dostu düşman, düşmanı dost yapmayı ve tetikçi yazarları bile aptala dönüştüren virajları, özetle “psikolojik, sosyolojik zehirlenmeyi” kastetmiyorum:
Resmen ve alenen, halkın aflatoksin, Salmonella gibi zehirlerle zehirlenme sürecini anlatmaya çalışıyorum.
***
Bir ülkede üretilen gıdalar halkı zehirliyorsa, bu cinayetin sorumlusu kimdir?
Elbette o ürünlerin üretimini kontrol etmeyen iktidardır.
Ve elbette o iktidarı yönetime getiren ve bu ihmali cezalandırmayan siyasettir.
Ve elbette, o siyaseti üreten rejimdir!
Türkiye’de rejim, “Demokratik Parlamenter Rejimden”, “Şahsım Devleti Rejimi”ne dönüşmüş, totaliterliğe doğru evrilen otoriter bir rejimdir.
Dolayısıyla, Türkiye’de, vatandaşının zehirlenmesini engellemeyen, engelleyemeyen sorumlu, “Şahsım Devleti Rejimi”dir.
***
En son zehirli ürün haberi Cumhuriyet’te yer almıştı:
“Yeni yılın ilk 3 gününde 4 ürün gümrükten döndü!
AB Komisyonu Gıda ve Yem için Hızlı Alarm Sistemi yeni yılın ilk 3 gününde Türkiye’den giden 4 ürünle ilgili alarm verdi. Kuru incirde aflatoksin, üzüm yaprağı ve limonda pestisit, susamda ise salmonella çıktı.”
Diken’deki bir haber, Türkiye’nin zehirli ürün konusunda Çin ve Hindistan’ın bile önünde olduğunu belirtiyordu:
@mesudedemirr’in haberine göre “AB’den gıda güvenliğiyle ilgili en çok uyarı alan ülkeyiz.
Avrupa Birliği Gıda ve Yem için Hızlı Alarm Sistemi’nin (RASFF) uyarı yayımladığı gıda, yem, ambalaj vb. ürünlerde Türkiye 2024’te ilk sıradaki yerini korudu.
Yıl içinde uyarı yayımlanan 5 bin 273 ürünün yüzde 9’u Türkiye menşeli. İkinci sırada yüzde 6.3 oranıyla Çin, üçüncü sıradaysa yüzde 6.1 oranıyla Hindistan yer alıyor.”
Bu konuda son zamanlarda yayımlanan bazı haber başlıkları da şöyleydi:
“Türkiye’den İsveç’e giden antepfıstığı ve incirde ‘zehirli’ madde”
“Türkiye’den ithal edilen narda ‘pestisit kokteyli’: Güvenli limitin 12 katı” “Türkiye’den ithal edilen kuru incirlerde zehirli madde çıktı: Güvenli limitin 49 katı”
“Türkiye’den ithal edilen domateslerde pestisit çıktı: İzin verilen limitin 34 katı”
“Türkiye’den Avrupa’ya giden limonlar ‘riskli’ denilerek geri gönderildi”
Son zamanlarda medya, Türkiye’den ithalatı engellenen ürünlerin iç piyasaya verildiği ve bunların tüketilmelerinin kanser dahil pek çok hastalığa yol açtığına ilişkin haberlerle doldu.