Elif Ergu Demiral: Çocuklara geleceği anlatmak

BM raporlarına göre 1 milyar çocuk iklim krizi risklerinin etkisi altında. Dünya Bankası ise 2050’ye kadar 143 milyon insanın iklim nedeniyle göç etmek zorunda kalacağını öngörüyor. Gelecek kuşakların bu gerçeklere göre eğitim alması, yeni bir geleceğe hazırlanması şart.

Çok klasik bir cümleyle başlayacağım. Bugünün çocukları yarının karar vericileri.

Bu çok iyi bildiğimiz ifade günümüzde anlamını daha fazla hissettiriyor. Çünkü dünya çevresel krizler yaşıyor ve bu krizler büyüyecek. İklim krizinin, çevresel adaletsizliğin, göçlerin, doğal kaynakların tükenişinin, okyanusların, denizlerin kirliliğinin, biyoçeşitliliğin zarar görmesinin hızla yaşandığı bir dünyada bu cümle gerçek bir sorumluluğun ifadesi artık. Bu yüzden de geleceği şekillendirecek çocukların bu gerçekleri, nedenleri ve sonuçlarıyla iyi kavraması ve bunları değiştirecek farkındalıkta olması aslında hepimizin sorumluluğu.

Hepimiz biliyoruz, doğa ile bağ kuran çocuklar geleceği daha adil ve yaşanabilir bir dünyaya dönüştürme gücünü de içinde taşır. Bugün çevre krizi, iklim değişikliği ve kaynakların tükenmesi gibi sorunlar kuşaklar boyu yapılan yanlışlar nedeniyle oldu ve bunların acı sonuçlarını gelecek kuşaklar yaşayacak. Yaşanan iklim krizi ve etkileri bugünün çocuklarının yaşam hakkını tehdit edecek noktaya geldi.

Bazı verileri paylaşmakta yarar var. 2023 Birleşmiş Milletler Çocuk Fonu (UNICEF) Raporu’na göre, dünya genelindeki çocukların üçte biri su, hava ve çevre kirliliği gibi risklerle karşı karşıya. UNICEF’in 2024 Raporu’na göre ise dünya genelinde 1 milyar çocuk iklim kriziyle ilişkili riskler altında. Bu rakam dünya çocuk nüfusunun neredeyse yarısını oluşturuyor.

Dünya Bankası’nın paylaştığı verilere göre de 2050 yılına kadar dünyada 143 milyon insanın çevresel nedenlerle yaşadığı yeri terk etmek zorunda kalacağı öngörülüyor. Bu krizden de en çok çocuklar ve kadınlar etkilenecek.

Ne yazık ki bu gerçekler bize şunu gösteriyor, henüz dünyayı oyun alanı gören çocuklara bu gerçekleri gösterip davranışlarını, alışkanlıklarını bu gerçeklere göre kurmalarını sağlamak gerekiyor.

Psikolojik araştırmalar bireylerin davranışlarının, bazı alışkanlıklarının yüzde 80’inin 7 yaşına kadar oluştuğunu gösteriyor. Bu nedenle de çevresel etkiler, iklim krizi, çevre kirliliği, atıklar aslında her türlü sürdürülebilirlikle ilgili konunun yaşam tarzına dönüşmesi için küçük yaşlarda anlatılması ve bunların yaşam tarzına dönüştürülmesi gerekiyor.

BM Çevre Programı uzmanlarına göre, çocuklara erken yaşlarda kazandırılan doğa sevgisi yetişkin olduklarında çevre dostu tüketim alışkanlıklarına ve toplumsal sorumluluk bilincine dönüşüyor.

Çok Okunanlar

Benzer Haberler
KAÇIRMA

Şefler aynı fikirde: Dışarıda her şey yerim, tavuk asla!

Şefler restoran menülerinin en “güvenli” tercihi gibi görünen tavuk...

Mevsimlik Tarımın Yükü Çocukların Omzunda!

Türkiye’de çocuklar en yaygın olarak mevsimlik gezici tarım alanında...

Japonya’nın başı pirinçle dertte

Pirinç hemen hemen tüm Uzak Asya ülkelerinin bir numaralı...