Şeker hem meyvelerde hem de çikolata, kek, pasta ve daha birçok tatlı üründe bulunuyor. Peki bunların arasında ne fark var?
Konu sağlık ve beslenme olunca şeker pek olumlu bir imaja sahip değil. Ancak doğal olarak şeker içeren meyvelere yönelik algı, tatlılarla aynı değil. Birçok sağlıklı beslenme modelinde değişen miktarlarda meyve tüketimi öneriliyor. Peki buradaki fark ne?
Şeker tüketimi ve sağlık üzerindeki etkileriyle ilgili bir sivil toplum kuruluşu olan Action on Sugar’da besleme uzmanı olan Zoe Davies konu hakkında şunları söylüyor:
“Meyvelerde bulunan şekerlere genellikle ‘doğal şeker’ deniyor. Bunlar meyvelerde lif, vitamin ve mineral gibi faydalı bileşenlerle birlikte bulunuyor.
Ancak evde yapılan ve hazır alınan tatlılarda bulunan şekerlere ‘rafine’, ‘ilave’ veya ‘serbest’ şeker deniyor. Bu ürünlerin büyük bir çoğunluğunda faydalı besinler çok sınırlı miktarda bulunuyor.
Meyveleri olduğu halde tüketmek birçok sağlık faydasıyla ilişkili. Bu nedenle, birçok kişinin günlük 5 porsiyon meyve – sebze tüketme tavsiyesini yakalayamadığı da düşünüldüğünde, meyvelerde şekerin azaltılmasına yönelik bir düşünce akla gelmiyor.”
Meyvelerde bulunan yüksek lif içeriği bağırsak sağlığını korumak için önemli. C vitamini cilt, damar, kemik ve kıkırdak sağlığını destekliyor. Genel anlamda meyveler kanser ve kalp hastalığı riskinin düşmesiyle ilişkilendiriliyor.
‘İlave’ şekerlerin farkı
Doğal olarak oluşan şekerlerin aksine, ilave şekerler doğası gereği bir fayda barındırmıyor. İlave şeker içeren gıdalar ise genellikle bir beslenme türünün parçası olarak tanımlanmıyor.
Davies, ilave şeker içeren ürünlerin tüketiminin sınırlandırılması gerektiğini söylüyor.
Faydası olmamasının yanında, bu ürünler fazla miktarda tüketildiğinde sağlığı olumsuz yönde etkiliyor. Uzmanlar ilave şeker içeren gıdaları fazla miktarda tüketmenin diş çürümesine yol açabildiğini, kilo alımı ve dolayısıyla kalp hastalığı, inme ve tip 2 diyabetle ilişkili olduğunu söylüyor.
Sağlıklı beslenmenin bir parçası olarak, tatlı yenebilir mi?
Sağlık perspektifinden bakıldığında durum bu olsa da, beslenme yalnızca beden sağlığı değil, sosyal ve zihinsel boyutları da olan bir konu.
Burada, geleneksel ve sevilen tatlıların makul miktarlarda, aşırıya kaçmadan tüketilmesi daha gerçekçi bir yaklaşım olarak kabul görüyor.
Elbette kişide diyabet, obezite gibi önemli sağlık sorunlarının bulunması, bu konuda daha farklı, hatta kişiye özel yaklaşımları gerektiriyor. Ancak genel toplum için konuşacak olursak, sağlıklı ve dengeli bir beslenmenin parçası olarak makul porsiyonlarda tatlı tüketmek insanın kendini ödüllendirmesinin ve keyif almasının masum bir yolu.
Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ), ilave şekerden alınan kalori miktarının toplam kalori alımının %10’unu geçmemesi gerektiğini, buna sadık kalmanın aşırı kilo, obezite ve diş çürümesi riskini belirgin şekilde azalttığını söylüyor. Şeker tüketiminin toplam kalori alımının %5’inin altında kalmasının daha da faydalı olacağını ifade eden DSÖ, bununla birlikte %10’luk bir sınırın daha gerçekçi olduğunun altını çiziyor.