Blutv’de doğaya yapılanların eko eko eko yaparak; yani yansımayla insana geri döndüğüne dair çarpıcı örnekler içeren 6 bölümlük can sıkan tat kaçıran, sert belgesel.
İlk 2 bölümde; değinilen baş belası sürdürülebilirlik yalanı ve madencilik faaliyetlerine, daha başka sorunlara ve maden çıkarmak için ata mezarlarına kazma vurulan köylülerin şikayetleri gibi pek çok insani soruna yer veriliyor. içim daraldı.
Ve aliağa’daki insan ve çevre öldüren gemi söküm fecaati ve kentsel dönüşümle açığa çıkan hepimizin soluduğu asbest belasına dair türkiye’de yapılan siyasi ve yönetim yanlışlarını anlatıyor. madenlerin insanların yaşam alanlarına doğrudan ve doğaya dolaylı zararlarını sermaye gözünden arındırarak tarafsızca anlatarak, gözü dönmüş sermayenin ve yönetimlerin yaptıklarıyla bizi, toplumu nasıl gram gram öldürdüğüne, kanser ettiğine dair çarpıcı ve somut şeyleri ele alıyor.
Eko eko eko, modernleşirken nasıl da zehir yataklarına ve kendi mezara dönüştürdüğümüz ve (şehirlere) aşık olduğumuz halin, dünyaya attığımız kazığın sapından tutuyor.
Belgesel “dünyayı öldürüyoruz; doğa ise intikam almak değil kendini hayatta tutmaya çalışıyor” düşüncesini işlerken; insanın söylemleri ve eylemlerdeki yanlışlığını eleştiriyor.
Kurgusu ilginç olan belgesel; ceren moray’ın canlandırdığı iki karakter üzerinden işliyor. karakterler günlük hayatta hepimizin aklını kurcalayan ekolojik çıkmazlara yanıt arıyor; karakterlerden biri sorunları görmezden gelen aymazları diğeri de sorunlar karşısında bunalıma giren ve eko-anksiyete ile yaşayanları temsil ediyor ve onların gözünden eko-bozulmayı ele alıyor.
Uzman 26 akademisyen, mevcut ekonomik düzenin ekolojik anlamda sürdürülebilir olup olmadığını ortaya koyuyor ve kafanızda yeni soru işaretleri oluşturuyor.