Türkiye’nin dört bir yanında orman yangınlarının yoğun yaşandığı saatlerde yasalaşan İklim Kanunu’nun Paris Anlaşması’nın gereği olduğu belirtiliyor. Ancak incelediğinizde Karbon emisyonu olarak tanımlanan sanayi faaliyetlerinden kaynaklanan kirliliği azaltmak, o yoğunluğu düşürmeyi zorlamak yerine; bu kirlilikten rant çıkarılması, kirletmeyi bunun için kurulacak piyasada, alım satıma konu bir hak olarak belirleniyor.

İktidar milletvekillerinin imzasıyla, aylar önce TBMM’ye getirildiği halde, geçen nisan ayında nedeni açıklanmadan geri çekilen İklim Kanun teklifi, Türkiye’nin dört bir yanında orman yangınlarının yoğun yaşandığı saatlerde, gece mesaisiyle yasalaştı.
İklim krizine çözüm iddiasıyla hazırlanmış görünen ancak yeni bir piyasa, yeni bir kurul kurarak işletmelere kirliliği alıp satma hakkı veren yasa hakkında kamuoyu bilgilendirilmedi.
TBMM’deki Komisyon aşamasından bu yana, muhalefet partilerine mensup milletvekillerinin ağır eleştirilerine hedef olan kanunun, Türkiye’nin de imza koyduğu ve 2053’e kadar “sıfır emisyon” hedefleyen Paris Anlaşması’nın gereği olduğu belirtiliyor. İktidara bağlı medya da bu yasa çıktığında Türkiye’ye 2053 yılına kadar dolaylı olarak 350, doğrudan olarak da 50 milyar dolar yatırım geleceğini, 2 milyon da ek istihdam yaratılacağını yazıyor.
Yasa maddelerine bakıldığında ise tablo şu:
Karbon emisyonu olarak tanımlanan sanayi faaliyetlerinden kaynaklanan kirliliği azaltmak, o yoğunluğu düşürmeyi zorlamak yerine; bu kirlilikten rant çıkarılması, kirletmeyi bunun için kurulacak piyasada, alım satıma konu bir hak olarak belirleniyor. Karbon kredisi kavramıyla, sözgelimi bir şirket kendi kotasını dolduramazsa, kalan kredisini bir başka şirketten satın alarak doldurabiliyor.
Emisyon Ticaret Sistemi (ETS) işletmelere tanınacak karbon salım haklarının alım satım işlemlerinin gerçekleşeceği ticaret sistemi olarak tanımlanıyor.
İçinde halk yok, piyasa var
Kanunun piyasacılığı eksen alan bu yönü, TBMM Genel Kurul görüşmeleri sırasında da gündeme geldi.
CHP Trabzon Milletvekili avukat Sibel Suiçmez, 2021 yılında kurulan İklim Araştırma Komisyonu’nun hazırladığı 860 sayfalık raporu ile 76 sayfalık öneri listesinin hiçe sayıldığını, CHP’nin 28somut çözüm önerisinin hiçbirinin kanun teklifine yansıtılmadığını vurguladı.