Tarım kırsal kalkınma, istihdam, ihracat ve imalat için hâlâ hayati önem taşıyor. Doğru önlemlerle ülkemizdeki tarım sektörü yeniden ekonomik büyümeye katkı sunabilir. Çeşitli güçlüklerle baş etmek zorunda kalan çiftçiler, tarımdan uzaklaşıyor.
Dünyanın içinde bulunduğu koşullar, gün geçtikçe tarımsal üretimin hayati önemini bir kez daha hatırlatırken, çiftçilerin kritik rolünü vurguluyor. İklim değişikliği, artan dünya nüfusu, genişleyen şehir merkezleri tarım alanları üzerindeki baskıyı artırıyor. Su kaynaklarının azalması, doğal kaynakların sürdürülebilir şekilde kullanılamıyor olması ve olağan dışı meteorolojik olayların yaşanma sıklığındaki artış ve beraberinde doğal afetler tarım arazilerini olumsuz etkiliyor.
Tarımsal alanlar sanayi ve madencilik gibi faaliyetlerden de olumsuz etkileniyor. Bir de yerleşim yerlerinin kırsal alana yaklaşmasıyla çiftlikler istenmeyen unsurlar olarak görülebiliyor. Ayrıca artan nakliye maliyetleri de bir sorun olarak çiftçinin karşısına çıkıyor. Fakat konu gıda güvenliğini sağlamak olduğunda, daha uygun fiyata daha kaliteli gıda tüketmek arzulandığında bütün bu olumsuzlukları görmezden gelenler gönül rahatlığı ile çiftçileri çeşitli şekillerde suçlayabiliyor.
Uluslararası Tarım Üreticileri Federasyonu (IFAP) 14 Mayıs 1946’da kuruldu. 1984 yılından bu yana 14 Mayıs, Dünya Çiftçiler Günü olarak kutlanıyor. Uluslararası alanda tarımsal üreticilerin sorunlarını yansıtan kuruluş, böylece yılın bir günü dahi olsa dikkatleri çiftçilere çekerek, onların sorunlarının gündeme taşınması fırsatını sağlamış oluyor.
Tarımsal hasıla bakımından Avrupa’da birinci, dünyada yedinci sırada yer aldığı ifade edilen Türkiye’de ise gıda fiyatlarının yüksekliği gündemdeki yerini koruyor. Yüksek fiyatlar tüketiciyi olumsuz etkilediği gibi yüksek girdi maliyetleri başta olmak üzere birçok etken dolayısıyla üreticiyi de mutlu etmiyor.
Tarımın stratejik önemi giderek artıyor
Ülkelerin uyguladığı korumacı politikalar diğer ülkelerdeki fiyatları yükseltirken, yerel tarımsal üretimin hayati önemini bir kere daha hatırlatıyor. Diğer yandan artan nüfus tarımsal ürünlere olan ihtiyacı da büyütüyor. Dünya genelindeki sorunlar Türkiye için de geçerli ve ülkemizde çiftçi olmak gün geçtikçe zorlaşıyor.
Kırsal nüfusun azalması ve sisteme kayıtlı çiftçi sayısındaki düşüş gün geçtikçe artıyor. Özellikle girdi maliyetlerinin artışı tarımsal üretimin karlılığı giderek düşürüyor. TÜİK verilerine göre istihdamın sektörel dağılımında tarım yüzde 17,2’lik paya sahipken bu oran 2022 yılında yüzde 15,8’e geriledi.