“Üreten Türkiye” programının yolu, 8 Ocak 2024 tarihinde Denizli’nin Honaz İlçesine düştü. İlçede üreticilerimiz İrfan Çetinkaya ve Bülent Çetinkaya ile sohbet ettik. İrfan Bey, 40 adet büyükbaş, 100’den fazla küçükbaş hayvana sahip bir çiftçi ve aynı zamanda Honaz Süt Üreticileri Birliği Başkanı. İrfan Bey’in amcasının oğlu Bülent Bey ise belediyeden emekli olmuş, ek kazanç için tarımsal üretim yapmaya çalışan bir çiftçi. Bülent Bey’in babadan kalma bir toprağı olmadığı için çiftçilik yapmayıp belediyede çalışmış. Çiftçi bir babanın evladına ait neden bir toprak olmaz? Bu konu da tarımda üretimin devamı açısından üzerinde düşünülmesi ve tartışılması gereken ayrı bir konu. Bülent Bey evlatlarını okutmak ve evlendirmek için kiralama yoluyla tarımsal üretim yapıyor ve “Biz evlatlarımızı değil torunlarımızı bile düşünürüz” diye de ekliyor.
Toplumumuzda ailelerin bunca ekonomik zorluğa rağmen ayakta kalabilmesinin sebebi, işte bu yaşayan “aile içi dayanışma ruhu” değil de nedir? Honaz’da da Ege çiftçisinin düşmüş kalesi TARİŞ’i konuşmadan olmazdı. TARİŞ ayakta ve güçlüyken pamuk buranın da önemli gelir getiren ürünüydü. Pamuk, zamanında “Beyaz Altın” olarak nitelendirilirdi.
Honaz’da pamuğun yerini zamanla bağcılık almış. Sofralık üzümden 1993-2020 yılları arasında ihracat yoluyla iyi para kazanılmış fakat iklim değişikliğiyle düşen verim, yükselen maliyetler, kazancı azaltmış ve bağcılık büyük oranda bitmiş. Bugün ise ağırlıklı olarak Trabzon Hurması ve kiraz yetiştiriciliği yapılıyor. Ancak bu ürünlerde de yine artan maliyetler ve dahası Akdeniz-Ege Bölgeleri’nde etkili olan Akdeniz Meyve Sineği, verimi olumsuz etkiliyor. İrfan Bey’e göre kullanılan ilaçlar etki etmiyor ve Honaz’da Trabzon Hurması yanında kirazı da etkileyen meyve sineği, verimde %50’ ye varan düşüşe sebep oluyor.
BİRLİĞE ÜYE SAYISI AZALMIŞ
İrfan Bey ile tarımda yaş ortalamasının artmasıyla ilgili konuşurken 2 oğlunun da tarımın içinde olduğunu öğrendik. Tarımın bugünkü sorunları karşısında çocuklarını üretimde tutmakta zorlandığını belirten İrfan Çetinkaya, “Çiftçi olmazsa hiçbir şey olmaz, yediğimiz, içtiğimiz, giydiğimiz her şey çiftçilere bağlı” diyor ve çalışkanlıkları ve azimlerine rağmen çocuklarının tarımdaki geleceğiyle ilgili endişe duyuyor. Sadece kendisi ve çocukları için değil Honaz Süt Üreticileri Birliği’nin geleceği ile ilgili de endişeli. Örgütlü çiftçinin önemli olduğu gerçeğine rağmen bir başkanın, birliğin önünü görememesi tarımın sorunlarının ne kadar derin olduğunun bir kanıtıdır. Süt Birliğinde işlerin iyi gitmediğini, aidat toplamakta bile zorlandıklarını belirten İrfan Bey, aidatları ancak süt alabildikleri üreticilerden tahsil edebildiklerini belirtiyor. Birlikteki 4 çalışanın 10 bin TL olan masrafı 100 bin TL’ye çıkınca eleman çıkarmayı bile düşünüyor ne yazık ki… 2017 Ağustos’ta göreve geldiğinde 517 olan üye sayısı hali hazırda 417 olmuş, ayda 170 ton süt toplarken bu rakam 100 tonlara düşmüş. Yani Honaz’da 6 sene içinde birliğe üye 100 üretici hayvancılığı bırakmış, bölgede üretilen süt miktarı aylık 70 ton azalmış. İrfan Bey’in belirttiğine göre 2 kg süt satıp 1 kg yem alabilen çiftçiler, gebe hayvanlarını dahi kestirerek ayrılmışlar üretimden. Honaz’daki vaziyet, Türkiye’deki genel durumun özeti gibi aslında.