Bu toprağın sonu!..

30 Haziran 2008 tarihinde Kaz Dağı’nda başlatılan maden aramaları ile ilgili Evrensel’de yazdığım haberin başlığı “Gitgide yaklaşıyordu bu toprağın sonu” idi. Çanakkale Çan ilçesinin Halilağa köyünün üst taraflarındaki ormanda, Bayramiç Belediyesine ait bir arazi aracı ile bozuk dağ yollarında, ormanın ışık girmez kuytuluğunda bir saat kadar yol gitmiş ve Kanadalı Teck Cominco şirketinin sondaj çalışmalarını görüntülemiştik.

Uzun yıllar devletin çeşitli kademelerinde çalışıp emekli olmuş, bir dönem Kimya Mühendisleri Odası İzmir Şube Başkanlığı yapmış, değerli hocam Ertuğrul Barka ile yapmaya başladığımız Çepeçevre Yaşam programının ilk bölümlerinden birisiydi. Halilağa köyündeki bir hayır yemeğinde tanıştığımız 14 yaşındaki Keçi Çobanı Bedrettin bizi sondaj yapılan yere götürebileceğini söylediğinde onu da yanımıza alıp yola düşmüştük.

İLK SONDAJLAR

Engebeli bozuk orman yollarında aracımız tıngır mıngır ilerlerken utangaç, suskun ama sorduğumuz sorulara da çok zekice yanıtlar veren Bedrettin o labirent gibi orman yollarının içinden bizi eliyle koymuş gibi Bakırlık Tepesi denilen yerdeki sondaj alanına götürdü. Baretli, fosfor yelekli birkaç işçi gürültülü bir sondaj makinesi ile yerin derinliklerine doğru yaklaşık 10 santimetre çapında bir delik açıyorlardı. Deliğin etrafı plastik bir örtü ile çevreliydi. Güya sondaj sırasında kullanılan çeşitli kimyasallara bulaşmış sondaj suyu-çamuru doğaya karışmasın diye serilmişti bu örtüler ancak çok da bir işe yaradığı söylenemezdi. Sondaj makinesinin çalışması için gerekli olan akaryakıt biraz ileride küçük bir römorkun yanındaydı. Gürültüden pek birbirimizi duyamasak da burada çalışan çoğu Halilağa köyünden olan sondaj işçilerinin tepesinde dikilen mühendisle birkaç cümle de olsa konuştuk. Biz işçilerin yanına gittiğimizde Bedrettin ortalarda hiç görünmedi. Köylüsü olan işçilerin kendisine bize oraya getirdiği için kızabileceğinden çekiniyordu.

Sondaj alanından ayrıldıktan sonra Bedrettin bizi köylülerin “şarap anaları” dediği taştan oyulmuş mezar çukurlarını andıran ancak ucunda da bir oluk bulunan binlerce yıl önceki taşların olduğu bir yere götürdü. 60 cm kadar eni, 1.5 metre boyu bulunan bu dikdörtgen şeklindeki oyuk kayaları Anadolu’da pekmez için üzümün şiresinin ezildiği şirehanelere, Ege’de ise zeytin yağı işliklerine benzetmiştik. Bedrettin o gün bizi ‘Künk’ dediği dik bir kayalığın üzerine de çıkarmıştı. Dağın zirvesinde, ormanın içinden yerden bitmiş gibi yükselen kayalığın üstünden Çan Ovası’nı, Bayramiç’i Ayazma taraflarına kadar görmüştük. Göz alabildiğine halı gibi ormanlarla kaplıydı her taraf…

*

BİR AYDA 500 BİN AĞAÇ KESİLDİ

16 yıl önce Bedrettin’in bizi gezdirdiği yerlerdeki orman cayır cayır kesiliyor bugün! O günlerde gördüğümüz bütün ağaçlar bugün artık yok ne yazık ki! Kanadalı şirketten madeni satın alan Cengiz Holding, dava süreçleri devam etmesine rağmen bir ayı geçkin bir zaman önce başlattığı orman katliamına ara vermeden devam ediyor. Kaz Dağı’nda şu ana kadar 500 binin üzerinde ağaç kesildiğini söylüyor tek bir ağacı bile olsa korumak için her gün kesim sahasına gidip, canlarını tehlikeye atarak, kesim yapan işçilere engel olmaya çalışan bir avuç insan!

MADENİN ORTASINDA KALAN ANTİK KENT

2008 yılındaki çekimlerimizde gördüğümüz şarap analarının Çanakkale’de, antik adıyla Troas ülkesinde bulunan yüzlerce antik kentten birisi olan Künk Dağı Antik Yerleşkesindeki, kaya oygu mezarları olduğunu biliyoruz bugün. Bu antik yerleşim, kaya mezarları tam da Cengiz Holding Altın Bakır İşletmesinin ortasında kalıyor. Kaz Dağı’na, ortasında antik bir kent olan bir maden işletmesi kuruluyor adım adım. Hem kendimize hem tüm dünyaya bu absürtlüğü, bu utancı da yaşatmaktan eksik kalmıyoruz, hamdolsun!

250 bin yıl öncesine kadar insan yerleşiminin izlerine rastlanan, İda’da, Truva büyüklüğünde 100 tane, Assos büyüklüğünde 200 tane ve irili ufaklı 1000’i aşan antik yerleşimi ile adım başı bir kültür varlığına rastlamak mümkün. Bunlardan Künk Dağı antik yerleşmesi maden tarafından kuşatılmış, yutulmak üzere.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Çok Okunanlar

Benzer Haberler
KAÇIRMA

Türkiye’den ithal edilen domateslerde pestisit çıktı: İzin verilen limitin 34 katı

Gıda ve Yem için Hızlı Alarm Sistemi (RASFF) Türkiye’den Avrupa’ya...

Pazara gidenler şoke oldu: Turp bile 50 lira! TÜİK görmüyor…

TÜİK’in açıkladığı enflasyonu yanı başındaki Emek Pazarı yalanladı. Pazarda...

Tarımda çiftçiye nefes aldıracak proje: 7 pilot bölge belirlendi

Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı, tarımda suyu daha...

Bakanlık marka marka ifşa etti: Sucuk, peynir, börek ve zeytinyağında sahtecilik…

Tarım ve Orman Bakanlığı taklit ve tağşiş yapanlara ilişkin...