Avrupa’da tarım desteğinin büyük kısmı endüstriyel şirketlere gidiyor. Fransa’da çiftçilerin meslek örgütünün başkanı dahi bir tarım devinin başında ve 7 bin dönüm arazi sahibi. Enflasyonun, yeşil uygulamanın ve bürokrasinin yükünü küçük üreticiler çekiyor.
Fransız çiftçiler traktörleriyle Paris’in meydanlarını kapamak için bir kez daha harekete geçti. En basit haliyle, daha fazla hükümet desteği ve daha basit düzenlemeler istiyorlar. Çoğunluğu Avrupa’nın yeşil politikalarına öfkeli.
Avrupa’nın diğer ülkelerinde de devam eden çiftçi gösterilerinin altında yatan nedenleri anlamak için biraz Avrupa Birliği’nin ve tarım sektörünün tarihine bakmak gerek.
Avrupa’da tarım sektörü, 1962 yılında yürürlüğe giren Ortak Tarım Politikası (CAP) temelinde yönetiliyor. Yıllar içerisinde bazı değişiklikler yapılmış olsa da anlaşma özünde gıda kalitesinden ziyade üretim miktarına odaklanıyor.
Savaş sonrası yaşanan gıda kıtlıklarından dolayı Avrupa tarım sektörü, üretilen gıdanın bol miktarda olması için Amerika’daki uygulamaları örnek aldı. Bu da tarımın sanayileştirilmesi anlamına geliyordu. Böcek zehiri gibi sentetik maddelerin kullanımı da beraberinde geldi.
Ancak Avrupa Çevre Bürosu Sürdürülebilir Gıda Sistemleri Politika Sorumlusu Isabel Paliotta’ya göre CAP’ın yürürlüğe girmesinden kısa süre sonra gıda miktarını bu yapay yöntemlerle arttırmanın tehlikeli olduğu anlaşılmaya başlandı. Yine de takip eden yıllarda yapılan yönetmelik değişiklikleri sistemin özündeki sorunu çözmekte başarılı olmadı. Yani sektör halen daha ucuz ve daha fazla gıda üretimine odaklı. Bu da çiftçilerin üzerinde bir baskı yaratıyor. Ayrıca sektördeki büyük gelir eşitsizliği, endüstriyel çiftliklerin sesinin hükümet kanallarında daha çok duyulması ve son yıllarda yapılan çevreci düzenlemeler çiftçileri sokağa döktü.